Deli cesareti

Fenerbahçe Antalya önünde kritik bir üç puan aldı. Ancak sadece puana bakarsak tamam, ama futbol açısından ortada içler acısı bir durum var.
Bu maçın en önemli olayı ise Fenerbahçe belki de ilk kez kötü oynarken kazandı. Bu bile önemli gelişme.
Futbolda güçlü oyun diye bir şey vardır.
Kendi saha ve seyircin önünde rakibi boğacaksın, baskı kuracaksın, set oyununu sergileyeceksin, arkanda boş alan bırakmayacaksın, rakibe nefes aldırmayacaksın, cesaret vermeyeceksin, oyunu rakip ceza alanı içinde hapis edeceksin. Hataya zorlayacaksın.
Peki dün Fenerbahçe ilk yarıda Antalyaspor karşısında hangilerini yaptı
Hemen cevap verelim. Hiç birini.
Üstelik arkaya öyle boş alanlar bıraktı ki Ederson ve Jayden'in çabası olmasa ilk yarıyı mağlup bile bitirebilirdi.
Fenerbahçe'nin bu yarıda tek arayışı Kerem'i arkaya kaçırmak ve Talisca'nın şutları. O kadar. Başka arayış yoktu. En Nesyri yine köreldi. Adama tek bir top bile gelmedi. Ortalar zaten bu sezon kadayıf teli kadar zayıf ve güçsüz. Benim hatırladığım bir tek Talisca'nın şutu ve rakip savunmanın kaptırdığı topla Asensio'nun kaçırdığı gol dışında tek bir tehlike bile yoktu.
Fenerbahçe bu değil. Fenerbahçe bu kadar kötü olmamalı. Fenerbahçe bu kadar tedirgin ve zayıf futbol sergilememeli.
Herhalde bizim ilk yarıda gördüklerimizi hem hoca hem de sahadaki futbolcular da gördü ve 2. yarıya öyle çıktı.
Fenerbahçe daha farklıydı. İlk yarıda yapmadıklarının tümünü yapmaya çalıştı.
Rakip alanda iyi baskı kurdu set oyununu oturttu, Asensio daha çok sorumluluk aldı. Dönen tüm topları da Fenerbahçeli oyuncular kapınca Antalya bir yerde kaderine mahkum oldu. İlk yarıda yakaladıkları derinliği de bulamayınca yani Fenerbahçe savunması daha önde baskı yapınca yenilgiden kaçamadı.