Alman'a Alman gibi oyun

Fenerbahçe, Avrupa Ligi'nde son derece önemli bir maçı bileğinin hakkıyla kazandı. Belki de sezonun en akıllı ve mücadeleci futbolunu sergilerken, 90 dakika rakiplerine net pozisyon vermeden kazanmasını bildi.

İlk yarı enteresandı. Peki neden Çünkü Fenerbahçe'yi bu sezon ilk kez bu kadar kontrollü ve taktik disiplin içinde gördük. Sanki Tedesco herkese ev ödevi vermiş ve onlar da evde bu ödevleri ezberlemiş gibiydi. Bir tek hata yapmadılar. Rakibe tek bir gol pozisyonu vermediler.

Topu Almanlara verip kontrataklarla gol aradılar. Üç dört pozisyon da buldular. Stuttgart ayağa top yapan bir takım. Ancak sürekli topun arkasında olan Fenerbahçeli futbolcular rakibin aradığı boşlukları bir kez bile vermedi. Hatta rakibe şut dahi attırmadılar. Kaptıkları toplarla da sürekli gol aradılar.

İsmail yine delidolu çılgınca oynadı. Alvarez her yere koşmaya çalıştı. Nene ve Kerem sürekli kanatları zorladı. Assensio hep fırsat kolladı.

Kısacası Fenerbahçe bir Avrupa kupası maçında nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynadı ilk yarı.

İkinci yarı farklı geçmedi. Müthiş bir savunma anlayışı ve disiplinli futbol. Alman futboluna karşı bire bir Alman futbolu ile karşılık verdi Fenerbahçe. Ama şu var ikinci yarı öyle bir futbolcu çıktı ki sahneye inanılmaz bir mücadele örneği sergiledi. Meksikalı Alvarez ilk yarı zaten kötü değildi ama 2. yarı 45+7 dakika neredeyse canını ortaya koydu.

Meksikalı gazeteci bir arkadaşım var. Bundan bir ay önce onunla konuşmuştum. Ona Alvarez'i sordum. "Manyağın teki" demişti. Bu yorumu dün daha iyi anlamış olduk. Tabii savunma katkısı müthiş olunca Skriniar ile Jayden da inanılmaz rahatladı. Tabii bu isimlere İsmail'i ekleyince ortaya geçilmez, taviz vermez, pes etmez bir Fenerbahçe çıktı.