Üç yıl içinde en düşük emekli aylığı tutarı 1.500 TL.'den, 12.500 TL.'ye ulaştı. Üç yılda 8,3 kat arttı. En düşük emekli aylığı artarken, bu aylığı alanların sayısı da arttı. Çünkü geçtiğimiz üç yılda en düşük aylığa normal emekli aylıklarından daha fazla zam verildi. Böylece çalışma gün sayıları, yaşları ve ödedikleri primleri birbirlerinden çok farklı emekliler, aynı en düşük aylığı almaya başladılar. En düşük aylık alanların sayısı arttıkça, emeklilik sistemi giderek bozulmaya başladı. Zira çalışma gün sayıları, yaşları ve ödedikleri primlere göre bağlanan yaşlılık aylıkları farklılaşan emekliler, aynı aylığı almaya başladılar. Diğer bir ifade ile az çalışıp az prim yatıran emekli ile ondan daha çok çalışıp daha çok prim yatıran emekli aynı aylığı almaya başladılar. Sonuç olarak karşımızda:
En düşük aylık alan milyonlarca emeklinin arasında birbirlerine göre daha yüksek prim yatıranların düşük prim yatıranlarla aynı aylığı almasından doğan yakınmalar,
En düşük aylığı üç yıl içinde diğer aylıklara nispeten daha yüksek bir oranda arttırdığımız için yüksek aylık alanların memnuniyetsizlikleri,
Yüksek aylık alanların git gide en düşük aylık alanlara yaklaşması,
Halen prim yatıran sigortalıların "nasıl olsa az prim ödesem de çok da ödesem aynı maaş bağlanacak" düşüncesi oluşturarak, en az çalışma günü ve prim ile emekli olmaya çalışmaları ile sosyal güvenlik sisteminde oluşacak büyük yara bulunmaktadır.
Diğer tarafta çalıştıkça emekli aylıklarının düşmesi konusu geliyor. Bugün için emekli aylıklarında kullanılan formül 2008 yılında yapılan 5510 sayılı Kanunda yer alan emeklilik düzenlemesine dayanır. Bu formül çalışma hayatında kalındığı sürede, bağlanacak emekli aylığınızın düşmemesi için ortalama aylık kazancınızın altında prime esas kazanç bildiriminiz olmamalıdır. Basitçe ifade edersek, çalıştığınız her ay SGK'ya yapılan bildirimlerin geçmiş dönem kazançlarınıza göre düşük olmaması gerekmektedir. Aksi halde ortalama aylık kazancınızın düşmesi söz konusu olacak, bu da bağlanacak aylığı olumsuz etkileyecektir.
Yeni emeklilik yasası ile en düşük emekli aylığı alan kümeye sosyal destek verilmesi hedefleniyor. Bu desteğin içinde; yol, gıda, yakıt, kira ve benzeri sosyal yardımlar yer alacağı kamuoyuna yansıdı. Bu yolla en düşük aylığın sınırlanacağı ve en düşük aylığa sürekli zam beklentisinin biteceği öngörülüyor. İkinci önemli başlık olarak da aylık bağlama oranının çalışanların daha çok istihdamda kalmasını sağlaması karşımıza çıkıyor.
Öncelikle hâlihazırda en düşük aylık uygulamaları ile bozulan emeklilik sisteminin intibak (güncelleme) yolu ile yeniden ele alınması gerekmektedir. Böylece emeklilerin ödedikleri primlere, gün sayılarına ve emeklilik yaşlarına göre aylıklar arasındaki bozulan denge tekrar kurulabilecektir. Akabinde en düşük aylık alanlara sosyal destek verilmesi değerlendirilebilir. İntibak kurulmadan en düşük aylık alanlara yapılacak her düzenleme emeklilik sisteminin bozulan dengesini daha da içinden çıkılmaz hale getirecektir. Yapılacak intibak çalışması yanında 2008 düzenlemesi ile düşürülen aylık bağlama oranın yükseltilmesinin sağlanması ile çalışanların emeklilik kararı yerine iş hayatında kalmaya özendirilmesi yerinde olacaktır.