Günümüzün karmaşık ekonomik ilişkiler ağında, şirketler yeni bir ticari ilişkiye adım atmadan önce adeta birer Sherlock Holmes kesiliyor. Bir iş ortaklığı kurmadan önce iş ortağını tanımak istiyor. Sonra başı ağrıyacağına önce araştırma maliyetlerine katlanıyor. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma. Malum atasözümüz sanki kurulacak iş ortaklıkları için söylenmiş gibi demiş atalarımız. Peki, bu özel sektörün birbirini denetlemesi dedikleri şey ne menem bir iştir, yakından inceleyelim.
Ticari ilişki kurmak, bunu ortaklığa çevirmek biraz flört etmeye benzer. İlk günlerde her şey tozpembe görünür. İçinizden tam da aradığım firma dersiniz. Ama sonra bir de bakmışsınız ki hayaller kurduğunuz şirketin mali durumu, ilk buluşmada sizden borç isteyen flörtünüzden farksız. İşte bu yüzden şirketler, kendi subjektif yaklaşımlarını bir kenara itip birbirini denetlemeye başlıyor. Malum, ekonomik ilişkilerde çok şey mubah. Denetimde amaç, "ortaklık ya da ticari ilişki yürür mü"nün yanıtı.
Denetim süreci, bir firmanın diğerini mercek altına alması, mercek altına alınan da buna rıza göstermesi ile başlıyor. Mali raporlardan operasyonel süreçlere, piyasadaki itibarından çalışanlarının çay molasında yaptıkları dedikodulara kadar her şey didik didik edilir. Günün sonunda toplanan veriler, değerlendirilir. Genel yaklaşım; ateş olmayan yerden duman çıkmaz atasözü çerçevesindedir. Diğer bir deyişle sorun görülen hususlar tedirginliğe ve ürkekliğe yol açar. İncelenen şirketin batık borçları, aksak tedarik zinciri ya da etik dışı tutumları, baş ağrısı ile sonuçlanabilir.
Denetim sürecini kurulacak iş ilişkisinin boyutu belirliyor. Önce bir ön araştırma ile başlıyorsunuz. Firmanın web sitesine girip hakkımızda sayfasını okuyorsunuz, ama bu yetmez, yoldan geçen de bu kadar araştırma yapabiliyor. Ticaret sicili kayıtları, mali raporlar, hatta sosyal medyada hakkında yazılan yorumlar bile mercek altında. Elbette yasal yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği de. Başta krediler olmak üzere vergi ve prim borçları inceleniyor. Şirketin vergi, çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatı kurallarına riayet edip etmediği de.
Denetim sürecinde, birkaç noktaya özellikle dikkat etmekte yarar var. Öncelikle, karşı şirketin devam eden sözleşmeleri ve taahhütleri çok önemli. Zira diğer sözleşmeler ile sizin yapacağınız sözleşmelerin uyumlu olması kurulacak ticari ilişkide belirleyici olacaktır. Sonra finansal analiz gelecek. Bağımsız denetçiler ya da şirketin kendi muhasebe elemanları, karşı firmanın bilançolarını, gelir tablolarını ve nakit akışlarını inceler. Eğer firmanın borçları kabarıksa, alarm zilleri çalar. Ardından, şirketle geçmişte ortaklarında ve mevcut müşterilerinde bu şirket sözünü tutar mı sorusunun yanıtı aranır. Kurulacak ticari ilişkinin niteliği iş yerinde bir saha incelemesi de gerektirebilir. Fabrikayı, deposunu, ofisini ziyaret edip, işlerin nasıl yürüdüğü kontrol edilir. Çalışanlar mutlu mu, makineler çalışıyor mu, yoksa her şey bir vitrin süsü gibi mi… Son olarak, tüm bu bilgiler toplanıp risk skorunu oluşturur. Eğer risk yüksekse, o iş ortaklığına veda edilir.