Bağ-Kur'lunun yüzü bir gülüyor, bir gülmüyor

Bağ-Kur sigortalılarının çileleri yıllardan beridir sürüp geliyor. Bağ-Kur'lular, 9.000 prim ödeme gün sayısını doldurmaya çalışırken, sigortalılar 5.000'li günlerden emekli oldular bile. 4b Bağ-Kur emeklilik koşulu ile 4a SSK emeklilik koşullarının yakınlaştırılması son bir yıldır gündemin ön sıralarında. Beklenen düzenlemede, emeklilik koşulu için 7.200 prim ödeme gün sayısı öngörülüyor. Bağ-Kur'lunun gözü kulağı beklenen yasal düzenlemede.

Kamuoyuna yansıyan haberlere göre yasal düzenlemede bazı sınırlamalara yer verileceği anlaşılıyor. Hani Bağ-Kur'lunun tamamına aynı hakkı, aynı kolaylığı vermeyelim gibi bir ayrıma gidilecek gibi. Bağ-Kur'lu ama küçük esnaf ise 7.200 günden emekli olabilsin ya da 10 ve altında işçi çalıştırıyorsa bu hakkı kullanabilsin gibi. Tabii ki, daha aranırsa birçok kıstas bulunabilir. Ancak yapılacak düzenleme ile bir kısım Bağ-Kur'luya 7.200 prim günden emeklilik hakkı tanımak, bir kısmına tanımamak kendi içinde büyük sorunlara gebe. Sorunu çözeceği yerde yeni sorunları önümüze getirecek.

Öncelikle yıllardan beri süren Bağ-Kur'dan SSK'ya kaçış durdurmayacak. 7.200 günden yararlanamayanlar SSK'lı olma yollarını aramaya devam edecek. Sahte belge tanzimi ve sahte sigortalılıklar doğacak. Çalışmadığı işyerinden sigortalı olmaya çalışarak, emeklilik koşullarını sağlamaya çalışacak sigortalılar olabilecek. Tespit edildiklerinde yapılan sahte bildirimlerin iptaliyle kalınmayacak, savcılığa yapılacak suç duyurusuna muhatap olacaklar. Tüm Bağ-Kur'luları aynı sepete koymazsak, dışarda kalanlar için 7.200 güne tabi olma çabası eklenecek, bu kaçışa. Bir kısmı paravan şirketler kuracak, bir kısmı işçi çıkaracak ya da şirketlerin ortak yapısında değişikliğe gidecekler.

Emeklilik koşulunun işverenin yanında çalışan 10 işçi sınırına göre belirlenmesi kendi başına büyük bir sorun. Öncelikle işletmeleri 10 işçinin altına düşmeye daha net teşvik edemezdik diye düşünüyorum. Ya da kayıt dışı çalıştırmaya. Kaldı ki 10 işçi sınırı ile hedeflenen güya durumu daha güçlü ve daha büyük olan işletme sahipleri daha geç emekli olsun mudur Bu sefer emek yoğun sektörler ile sermaye yoğun sektörleri nasıl ayırt edeceğiz Örneğin 5 kişinin çalıştığı kuyumcu iseniz 7.200 günden emeklisiniz. Şayet 11 işçi çalıştıran ekmek fırını sahibi iseniz, hadi 9.000 günden emekliliğe devam. Olmuyor işte. Hakkaniyet duygusuna ters olduğu gibi yasa tekniğine de aykırı. Diğer taraftan emeklilik koşulları hiçbir zaman böyle bir kritere göre belirlenmemiştir. Sigortalının işe girdiği tarihe, yaşa, cinsiyetine göre, engellilik hâli olup olmadığına göre emeklilik koşulları belirlenmiştir. Şimdi yeni bir statü doğacak hem de yanında bir ton sorun ile.

Emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesini olabildiğince sürtünmesiz yapan en önemli unsur düzenlemenin geneli kapsamasıydı. Cumhuriyet ikramiyesinde 5.000 TL. çalışan emeklilere verilmemesi yönünde düzenleme yapılmıştı. Bu köşeyi takip eden okurlarımız bilir; bunun fevkalade hatalı bir düzenleme olduğunu. Nitekim tekrar düzenleme yapılmak zorunda kalınarak, çalışan emekliye de 5.000 TL. ikramiye ödenmesine karar verildi. Yasal düzenlemeler yapılırken bir gruba ayrı bırakmak, dışarda bırakmak çoğu zaman hedeflenen faydadan büyük zarar getirir. Çoğu zaman da evdeki hesap çarşıya uymaz. Bir şeyin doğası veya rutini ile fuzuli uğraşmanın anlamı yoktur.

Zaten Bağ-Kur'lunun derdi bir değil ki. Bağ-Kur tescil mağdurları, kısmi ihya yapamayanlar, yıllarca 4a SSK bildirimi yaparken kendini 4b Bağ-Kur emeklilik koşullarında bulan şirket ortakları diye liste uzayıp gidiyor. Şimdi bunlara emeklilikte 10 işçiye takılanlar grubu eklenecek. Sosyal Güvenlik Kurumu zaten bu tür sorunlu dosyalarla mesaisini dolduruyor. Yakınmalar başta Cumhurbaşkanlığı (CİMER), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ardında mahkeme koridorlarında yankılanıyor.