Takip filmi!

Konya'da Fenerbahçe'ye kendi oluşturduğu koşulları sahaya yansıtmak kadar, rakibin oluşturduğu koşulları bertaraf etmekti gerekli olan. Bunu yaparken çok zorlandı. Aperatif pozisyonlarla ve rakip kaleci hatalarıyla gelen gollerle 3 puanı alırken, "futbol neredeydi derseniz, "hiçbir yerdeydi" derim.
Mourinho hala sistem deniyor.
Sayıları bırakın yüreklere bakın.
Mücadele yürekten gelirse, sistemdeki bütün rakamlar yerle bir olur. Takımda iki ağır santrfor modeli kadar, hayalet orta alana ve buyurgan savunmaya da bakmak gerekiyor. Konya'da farkını hissettiren bir tane adam yoktu.
Durumu idare etmek özellikse bütün yıldızları Tadic alsın. Duran toptan gol attı diye Çağlar Söyüncü omuzlara alınıyorsa, Konyaspor'un attığı ikinci goldeki Çağlar görüntüsü ekranda donup kalsın. Ligin ilk yarısındaki maçlarda Fred'i ya da Szymanski'yi hatırlayan var mı Konya'daki En- Nesyri'yi sadece ilk yarıda kaçırdığı net pozisyonda gördüm. Ligin ilk yarısı bitti ama aldıklarının karşılığını vermeyen futbolcuları da onları eleştiriden muaf tutanlar görsün.

Bir yerde olmak için öncelikle orada olmayı istemek gerekir.
Fenerbahçe ligin ikinci yarısındaki "takip filminde" liderliği arzulamakla, idealin peşinde koşmak arasında tercih yapmak zorunda. Her şeyden önemlisi laf yetiştiren yöneticilerin değil futbolcuların sahada ayaklarını konuşturmasına zemin hazırlamak zorunda. Yoksa ikinci yarıda da kendi gerçeklerine teslim olmaktan öteye gidemezler.

Galatasaray dişli bir rakip karşısında beraberliği bile ihtimal olmaktan çıkarıyorsa söylenecek söz bellidir.
"Galibiyetler mücadeleyle şekillenir." Bir adam aldığı onca övgülere rağmen havalanmıyorsa, sahadaki yalnızlığıyla bile çok şeyin mücadelesini veriyorsa, o adam formasını giydiği takımın ruhuna da bürünmüş demektir. Aslan payı konulu dağıtımda Barış Alper Yılmaz'ın emeklerinin de hakkını vermek gerek. Attığı gollerde "talihin yan etkileri" varsa da talihin de bir sözü var; "o goller alın terine ödüldü!" Galatasaray'ın ağır bir savunması her zaman tehlike işareti. Sara'nın olmadığı maçta orta alanın tadı yok.
Yunus Akgün sadelikten uzaklaşırken kendine düğümlendiği pozisyonların geri dönüşümünü" defalarca izlemeli.

Beşiktaş kazanırken bile taraftarına huzurlu bir maç izlettiremiyor. Bu saatten sonra şampiyonluk diye bir beklenti asla mümkün değil ama hiç olmazsa bir başkaldırı bekliyor taraftar.