Keyif ve sorgu!
Fenerbahçe'nin Başakşehir maçı sonrası yorumlara baktım. Fenerbahçe'den ziyade Başakşehir'i alt seviyeye çekmek için kullanılmış cümleler. Başakşehir'in ilk yarıda tek şutu ve akını yok. Tamam da bu sahada bu şartları kim oluşturdu Fenerbahçe'nin verdiği mücadelenin ve sahayı parsellemesinin övgüye değer bir yanı yok mu
4 gün önce takımı ıslıklayan taraftarın verdiği desteğin futbolcular üzerindeki baskıyı kaldırmasının, Aziz Yıldırım'ın maç öncesi yaptığı açıklamadaki "yapıcı tavrının", Aziz Yıldırım'ın kızı Yaz ile ilgili sosyal medyada yapılan kahpeliğe gösterilen ortak tavır ve Yaz'ın tribündeki yerini alması maçın sonucundan daha önemlidir. Yaz'a yapılan saldırı sosyal medyadaki alçaklığın hangi boyutlara taşındığının resmidir. Bunları inlerinden çıkarıp adalet önüne hesap sormak elbette çok önemli ama sosyal medyada maaşa bağlanan trolleri ve arkalarındaki güçleri ne yapacağız Maça gelirsek, gecenin en dikkat çekici yanı En-Nesyri'nin golleriydi. En çok eleştiri alan bir adam "şekil değiştirebileceğini" iki kafa golüyle gösterdiyse, nasıl beslenmesi gerektiğini de takım arkadaşlarının öğrenmesi gerekiyor.
Galatasaray'la Trabzonspor'un önemli eksiklerle çıktıkları derbi, sezonun en keyifli maçıydı. Bu keyfin öznesi de iki takımın orta alanın da yolgeçen hanı olmasıydı. Hakemin maçta "gayrı meşru" bir iradesi vardı, konuşulacak çuvalla pozisyon vardı ama "iki yaşlı kurt" daha çok konuşulmalı. Onların futbolla aralarında organik bir bağ vardı. Onlarda pozisyonlara yön vermek vardı, yaratıcılık vardı, formalarının arkasında da Mertens ve Nwakaeme yazılıydı. Şapkadan tavşan çıkarmadılar ama ruhlarındaki işçi tulumunu da hiç çıkarmadılar. Maçın kırılma noktası, Draguş'un Muslera'yı geçen vuruşuna kale önündeki Abdülkerim'in olağanüstü hareketiydi. Takımının yediği ikinci goldeki hatasını onarmak için ancak böyle bir pozisyona ihtiyaç duyulabilirdi, o da uzatma dakikalarında gerçekleşti.
Yunus Akgün forma giydikçe ve kalıcı olduğunu hissettikçe, gelişme refleksini yukarı taşıyor. Ama attığı harika golden birkaç dakika önce rakibine attığı dirsek iki karttan birini hak ediyordu da hakem birini bile göstermedi. Bir futbolcu ne kadar yetenekli olursa olsun bu kadar "küçük" davranamaz! Bu kart meselesine Ozan Tufan da dahildir!