Kaptan!

Şampiyonluk en anlamlı biçimde alın teri ve emekle tercüme edilir. Sezon başında yazdığını sezon sonunda okuyabilen tek takımdır Trabzonspor. Ardından gelenleri devre dışı bırakma işini ligin ilk devresinde halletmiş, tarihi değiştirmenin kıyısına gelmiştir. Oynanmamış maça kazanılmış gözüyle bakmamayı hepimiz biliyoruz ama Trabzonsporlu futbolcular da 38 yıllık özlemin ne demek olduğunu bizlerden iyi biliyordur kuşkusuz. Sen yolu terk etmezsen yol da seni terk etmez. O yüzden yarınki Antalyaspor maçı sadece günü değil bir zaferi yaşamanın da tarihidir. Futbolcular kadar tribünler de önemliyse, Trabzon'daki şampiyonluk bandosu ligin başından beri hiç susmadıysa, aşk kendi rengine boyayacaktır her şeyi; bordo mavi akşamlarda. H H H Sezon başından beri takımda bütünlük duygusu hiç aksamadı, kazanma duygusu puan kaybedilen maçlarda bile eksilmedi. Trabzonspor futbol oynamaya olan zaafını galibiyet tutkusundan bile üstün tuttu. Kazanma ruhuyla futbol estetiği bir araya gelince taraftar da bu hazzı yaşadı, futbolcular da. Edgar ve Gervinho gibi çok önemli iki adam takıma erken veda ederken "temeli sağlam takımlarda eksilenler bütünü etkilemez" gerçeği ayakta kaldı. Yol arkadaşlığının dava arkadaşlığıyla kol kola girmesinin gerçeğidir bunlar. H H H Futbol çocukluğumuzun masalıydı. Çocuk halimizle birbirimize saldırmadık da kendilerine adam süsü veren yöneticilerin ve teknik direktörlerin çocuklarımıza bu kadar yakından saldıracaklarını düşünemedik. Kalple dil arasındaki mesafeyi bile kontrol edemeyenler çocukların duygularını ne bilsin! Bir elma düşerdi bahçeye, bütün çocukların başına düşerdi, cennete merdiven uzanırdı denizden. Her çocuğun içinde başka bir çocuğa yer vardı da kalleşliğe yer kalmazdı o yüzden. Dizlerimizin yarası çocukluğumuzun on dakika arasıydı. Şimdi parasından başka bir şeyi olmayanların parolası; yalan! Yalan doğrudan arta kalan değildir, yalan çocuklarımızın koynuna sokulan sinsi bir yılandır. O yüzden kötülüğü güç gösterisine dönüştürenlere inat,