Kalitemiz bu!

Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörüyle farklı bir futbol anlayışına sığınacağını hayal etmiştim. Gördüm ki sahada alışkanlıklarından vazgeçemeyenler var. 10 kişilik Trabzonspor karşısında "yapay bir baskı" gerisi karbon kopya. Maça adaletli bir gözle bakarsak Fenerbahçe ne 3 puanı hak etti ne alkışı. Futbolu seslendirmek, tribünlerin gözünü ve gönlünü okşamak Fenerbahçeli futbolcuların kitabında bu maçta da yazmadı!
Talisca'nın bitik halinden söz etsek, Szymanski'nin bilmem kaç kere topla buluşmasının üretime ne sağladığını söylesek, Fred'in geçen sezondan beri süren uykulu halini dile dolasak ne fark eder ki! Yeni teknik direktörün "tanışma faslı" bu maç itibarıyla tamamlandıysa, taraftarlar sadece yeni transferlerin takıma katkısını beklemek zorunda ama eldekilerin göstermediği sadakat ve mücadele sorgulanmadıkça bazı şeylerin değişmesi zor gibi. Fenerbahçe'nin saha içinde "sıkı dostlara" ihtiyacı var, ayakları yere basmayan "defolu starlara" değil!
10 kişiyle bile Fenerbahçe'den daha yürekli mücadele eden Trabzonspor'un iptal edilen harika golünde Skriniar'a baktım da çuvalla para alan Skriniar'da topu alıp giden rakibine yetişecek güç olmadığı için mızmızlığa sığındı. Dünyanın her yerinde bu golü verirler bizim ülkemizde vermezler. Böyle hakemler de kendilerini ele verirler ama asla yüzleri kızarmaz. O yüzden Onuachu'nun iptal edilen harika golü için maçtan sonra yaptığı "Türkiye ligi için utanç" ifadesi ancak utanmayı bilenler için kullanılmıştır.
En-Nesyri'nin vuruşunda da top kale çizgisini geçti ama VAR'ın başındakiler Trabzonspor'a karşı işledikleri cinayeti örtbas etmek için bu golü de görmezlikten geldiler. O yüzden gecenin sözlüğünde en lüzumsuz isimler, VAR'daki adaletsiz ağalarla birlikte hakem Ozan Ergün'dü. Futbolda nefrete hayır ama nefreti körükleyen böyle hakemlere ve adaletsizliğe bin kere hayır. Bu hakemi de VAR'ın başındakileri de bir daha futbol sahalarının içine sokmamak gerek.
Galatasaray'da bu kadar kötü futbolun ödülü ligin kayıpsız tek takımı olmaksa, futbolumuzun kalitesini mi sorgulamak gerek yoksa Galatasaray'ın talihini mi Futbolsuz galibiyetlerin bir adı varsa; "tarihi düşeş!" Takımın orta alanı Toreira'nın dışında "ihtiyar heyeti" gibi. Sara sezona kötü başladı, İlkay Gündoğan mazinin etiketiyle ayakta durmakla, sahanın içinde üretime üst düzey katkı yapmak arasındaki tercihi kendisi belirleyecek. Sane'nin takıma adapte olmak için acelesi yok. "Benden yapamayacağım şeyleri bekliyorsunuz" gibi bir hali var. Ligin en zayıf halkalarından biri olan Eyüpspor karşısında ne olduysa Barış Alper Yılmaz'ın oyuna girmesinden sonra oldu. Gerisi inleyen nağmeler.