Futbol yalanları

Futbolun olmadığı ancak futbolcuların yerden kalkmadığı ve topun oyunda kalma süresinin en aza indirgendiği bir derbi. Buna karşılık 3 puanı almak için her şeyi yaptıklarını söyleyen iki teknik adamla futbol yalanları. Aslında ikisinin de beraberliğe protokol yaptıkları apaçık ortadaydı. Sahadaki yayılıma baktığımız zaman, 75 dakika boyunca kazanma ihtimali öne çıkan Fenerbahçe'ydi. Ama Valencia'dan başka bir strateji geliştiremeyen ve rakip kale önünde durağanlaşan da Fenerbahçe. Forvet oyuncuları yaratılan yapay baskının içinde kaybolurken, yedek kulübesi en zengin takım diye nitelendirdiğimiz Fenerbahçe'de sonradan oyuna girenler de "vasıfsız eleman" gibi durdular. Maç boyu baskı yiyen Beşiktaş'ın son dakikalarda galibiyeti kaçıran takım havasına sokulması maçın gerçeklerinin üzerinin örtülmesinden başka bir şey değil. Ghezzal'ın oyuna girdikten sonra yaptıklarını akıl etmek için Weghorst'un rakip kale önündeki duruşuna bakmak yeterliydi. Görkemli bir taraftar önünde 75 dakika baskıyı seyreden bir teknik adamın, 15 dakikalık futbolla meseleyi ödeştirmesi mümkün değilse, Weghorst'un iki kafa vuruşu Valerien İsmael'e sadece kredi kazandırmıştır o kadar. Maçtan sonra "gelecek adına endişem yok" diyen bir teknik adama, İstanbul'daki son 3 maçta 7 puan kaybeden bir takımın teknik direktörü olduğunu hatırlatmak gerek. Sahada özel olan iki isim vardı; Beşiktaş'tan Tayyip Talha, Fenerbahçe'den Szalai. Avrupa düzeyindeki Szalai'nin kalitesi ortada ama Tayyip Talha'nın Beşiktaş'ın savunmasına büyük katkısı olacağına inanıyorum. Hakem Volkan Bayarslan'ın Weghorst ve Szalai'nin kartlarını cebinde bırakması dikkatimi çekti. O da iki teknik adamla beraberliğe fikir ortaklığı yapmıştı ve topun oyunda kalma süresine de fazlasıyla negatif etki yaptı. Futboldaki ilkelliğin en büyük sebeplerinden biridir hakemler ve yatalak futbolcular. Ligde diğer takımlar da şekilleniyor. Galatasaray "kükreme pozisyonu" aldı. Adana'da 3 puanı alamadıysa