Trump kimi kandırdığını sanıyor

Barışçıdır Sayın Trump! O kadar barış-sever bir kişidir ki, Nobel Barış Ödülü'nü bile hak ediyor. Şu ana kadar 8 savaşa son vermiş! Her sayışında sayı artıyor ve şimdi sırada Araplarla İsrailliler arasında 3 bin (!) yıldır devam eden savaşa son vermek var.

Ama ah şu Netanyahu! Trump'ın dediğini yapsa ve 2 bin kişilik bir gözlem heyetine izin verse, o heyetteki askerler, Hamas'ın yerini alsalar, şu 3 bin yıllık savaş sona erecek ama! Netanyahu, aşırı dincilerin koalisyonu dağıtacağı ve kendisine mahkeme yolları açılacağı korkusundan, bir türlü Trump'ın 20 maddelik planına evet demiyor; demediği gibi Gazze'yi bombalamaya, Batı Şeria'daki işgal alanını genişletmeye devam ediyor.

Şaka bir tarafa! Gerçekten de Netanyahu ve Siyonistler İsrail'in başına bela olmaya son verseler ve normal bir hükumet Gazze'de Türkiye'nin de aralarında olacağı bir uluslararası gözlem gücünü onaylasa, Siyonist olmayan Yahudilerle Filistinliler arasındaki hemen tüm sorunlar halledilebilir; İsrail halkının 1948'den beri içinde olduğu savaş hali sona erer.

Ama Trump barışçı niyetlerinde samimi olmadığı gibi, her geçen gün sözüm-ona Amerika'yı önceleyen ulusal ve uluslararası politikalarında da kesin kararlı değil. Ortalama Amerikalı ona "Amerika'yı yeniden 'büyük' yapması" için oy verdi; ama o her geçen gün biraz daha yüzündeki MAGA maskesini sıyırıyor ve altından Joe Biden çıkıyor. Kendisine oy verenleri ilk aylarda pişman etmemek için olacak, göreve başladıktan sonra çok kutupluluğa doğru birkaç adım atmış olan Trump şimdi uygulamaları ile Joe Biden ve küreselcilerden farklı olmadığı bir konuma geldi.

Çok kutuplu dünya demek, ABD'nin dünya bekçiliğinden vaz geçmesi, söz gelimi Amerikan halkına beş kuruşluk yararı olmayan birinci ve ikinci körfez savaşlarına ABD'nin 61 milyar, müttefiklerinin 54 milyar dolar dökmeleri ve bine yakın askerlerini kurban vermeleri gibi, Küreselci hedeflere kaynak ayırmaması demekti. Trump, Körfez Savaşı'nı da Biden'ın Ukrayna-Rusya savaşını başlatan siyasetini de kınadı ve bu kınama sayesinde rekor düzeyde oy aldı; ama bugünkü Trump ile o zamanki Trump arasında olağanüstü farklar var.

Barış ödülü adayı Trump, 42 milyon Amerikalının (nüfusun yüzde 13'ü) yararlandığı USDA'nin (ABD Gıda ve Beslenme Dairesi) verdiği Ek Beslenme Yardım Programı'nı durdurma pahasına hükumeti kapattırmaya razı oldu; ama narkotik nakliyatı yaptırdığı iddiasıyla Venezuela'ya ve Hristiyan azınlığa zulmettiği, İslamcı militanların Hristiyanları sistemli olarak öldürdükleri iddiasıyla Nijerya'ya savaş ilan etmek üzere!

BBC, Nijerya'da Hristiyanlara sistemli bir zulüm uygulanmadığını bildiriyor; Latin Amerika hükumetleri ve BM Venezuela'nın narkotik ticareti yaptığı iddiasını reddediyor. Ama ABD derin devletine, küreselcilere, Siyonizm yanlısı Hristiyanlara (Evanjelikler), Orta Doğu'ya yeni bir şekil vermekte kararlı NeoCon'lara barış değil savaş lazım. Ukrayna'nın Rusya'nın barış teşebbüslerini reddetmesi, Netanyahu'nun sadece Gazze'de ve Batı Şeria'da değil, Lübnan'da ve hatta Suriye'de savaşması, yeni cepheler açması lazım. ABD'nin, Biden döneminde izlediği yola dönmekte olmasının başka izahı yok. Trump'ın imzaladığı ve imzalattırdığı barış anlaşmasının üzerinden bir aydan fazla zaman geçti; İsrail rehineleri geri aldı, cesetlerin iadesi de bugün-yarın tamamlanmak üzere. Ama Trump, hala Netanyahu'nun ağzına bakıyor!