İsrail'de bir gazete manşet atmış: "Türkiye Gazze'de Filistin yönetimi talep ediyor."
Gazetenin başlığında daha "acı" ifadeler de var; "Dışişleri Bakanı İstanbul'da topladığı Müslüman müttefiklerini Uluslararası İstikrar Gücü'ne (UİG) BM yetkisi istemeye ikna etti."
Ve son bir teselli cümlesi: "İsrail, Türkiye'nin Gazze'de rol oynamasına izin vermeyecek."
Gazetenin editörleri, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Pakistan ve Endonezya temsilcilerinin toplantısı sonrası Amerikalı bir yetkilinin Axios haber sitesine, Başkan Trump'ın İstanbul Zirvesi kararlarını aynen bir karar tasarısı olarak BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerine gönderip "Bunun acele oya sunulmasını" istediğine ilişkin açıklamasını da gördülerse her halde üzüntüden kahrolmuş olmalılar. Bu UİG üzerinde çok duruyorum belki, ama sadece Gazze'ye değil, bütün Filistin'i, hatta Lübnan'ı, hatta ve hatta Suriye'yi İsrail'den kaynaklanan siyonist tehditten uzun vadeli kurtaracak formülün bu güç üzerinden sağlanacağı kanısındayım.
Konuyla ilgili ve siyonist olmayan hemen tüm gözlemciler de bu kanaatte. Hamas, sonuç itibariyle Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) yerine kurulmuş bir siyasal gruptu; parti olarak seçimlere katıldı ve kazandı; ama hiçbir zaman ne Gazze'nin, ne Batı Şeria'nın (yani Filistin'in) resmi, gerçekten eğitilmiş ve donatılmış, profesyonel bir silahlı kuvveti olmadı. İsrail işgal kuvvetlerine ve siyonistlerin istilacı kolonyalizmine karşı Gazze halkını ve yönetimini gönüllülük esasına dayanan, silahlı milis grupları koruyor.
2003 yılında bu milis grupları "Filistin Güvenlik birimleri" adı verilen bir yapı içinde birleştirildi; görevi polis-jandarma ve bekçi hizmetleri olan bu birimin mevcudu bir ara 40 bini bulmuştu. Ancak, 2007'de başlayan işgal ve yerleşme operasyonları ile bu yapı çökertildi ve geriye sadece en büyükleri El-Kassam Tugayları olmak üzere, El-Aksa Tugayı, Ebu Ali Mustafa Tugayı, Kudüs Tugay ve Aslanlar Yuvası isimli silahlı gruplar kaldı. (Bu arada, İsrail'in eğittiği silahlandırdığı, "Halk Güçleri" ve "Terörle Mücadele Servisi" isimli ama her ikisi de Yaser Ebu Şebab liderliğindeki Hamas karşıtı silahlı grubu da saymak gerekir. Ebu Şebab'ın daha önce Daeş ile bağlantılı olduğu sanılıyor.)
Türkiye, Mısır ve Katar'ın ABD ile imzaladığı, Şarm El-Şeyh Mutabakat belgesine göre, Hamas bu milisleri silahsızlandıracak; ve onların yaptığı hem iç, hem dış güvenlik işleri UİG'ne verilecek. İstanbul Zirvesi'nde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu gücün sadece üç ülkenin imzaladığı bir belge ile değil, BM tarafından yetkilendirilmesi gerektiğini söyledi. Bu konuşmanın hemen ardından ABD, BM'den UİG'ne Gazze'yi yönetme ve güvenliği sağlama konusunda 2027 sonuna kadar yetki verilmesini isteyen bir karar tasarısını kamuoyu ile paylaştı. Muhtemelen Güvenlik Konseyi'nin kabul edeceği bu karar ile Gazze Gücü, İstanbul Zirvesine katılan yedi ülke (ve bunlara ek olarak Azerbaycan) askeri birimlerinden oluşacak.

3