Halk nasıl bir belediye başkanı ister

Halk nasıl bir belediye başkanı ister Öncelikle halk kendisine hizmet getiren, ayağına hizmeti getiren bir belediye başkanı ister. Halk çözüm üreten, bulunduğu bölgede ortaya çıkan tüm sorunları anında tespit edip anında bunlara çözümünü geliştiren ve ortaya koyan bir belediye başkanını görmek ister. Eğer devletimiz bir babaysa, yerel yönetimler de o bölgenin anası gibidir. Vatandaşımız öncelikle bulunduğu bölgedeki ana gibi olması gereken yerel yönetimin şefkatle kendisini sarıp sarmalamasını, sıkıntılarını gidermesini, yaşadığı problemleri anında çözüme kavuşturmasını bekler.

Biliyoruz ki bugün Türkiye'de ekonomik bir türbülans ortamı da yaşanmakta. Bu ekonomik türbülans ortamında hükümetimiz üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmekte. Tüm halkımızın belini büken enflasyonu dizginleyebilmek, insanlarımızın satın alma gücünü iyileştirmek, satın alma gücünü yükseltmek için elinden gelen her şeyi yapmakta. Peki bu ekonomik türbülans ortamında yerel yönetimlere ne gibi görevler düşer Bana göre bir belediye başkanı bölgesinde yaşayan halkın ek gelir elde edebilmesi için de çalışmalar yapabilmeli.

Mesela çok kapsamlı kooperatifler kurulmalı. Bu kooperatiflere bağlı işyerleri, markalar firmalar kurulmalı. Söz gelimi lokantalar, temizlik şirketleri, bakıcılık sistemleri, marketçilik, seracılık vb. Daha binlerce iş kolu geliştirilmeli, o bölgede yaşayan ve istihdam sorunu yaşayan insanlara bu iş kollarında iş üretilmeli, aş üretilmeli, insanlara ek gelir sağlanmalı. Ve hepsinden önemlisi halkın istediği belediye başkanı mütevazi olmalı, likayat sahibi olmalı, proje üretebilir, sorunları çözen, her daim halkının vatandaşının yanında olan bir belediye başkanı olmalı. Yaşadığı ortamı güzelleştiren, çeki düzen veren, bir anne gibi o bölgenin aile gibi temizliğini yapan, onları doyuran, hayatlarını düzenleyen, torunlarına bakan, çocuklarının eğitimiyle ilgilenen bir belediye başkanı olmalı.

Maalesef, Türkiye'de yaşanan ideolojik körlük dolayısıyla sol seçmen, "Benim adamım olsun da kim olursa olsun" zihniyetiyle hareket etmekte. Sandığa gittiğinde kendisine hizmet edecek isimleri seçmek yerine, önüne konulan kim olursa olsun ona oy vermekte. Hizmet etmese de olur, hizmet getirmese de olur, yeter ki benden olsun zihniyetiyle hareket etmekte. İşte Türkiye'nin gelişimindeki en büyük engel bu anlayıştır. Şunun altını çizmemiz gerekir: Bir belediye hükümetle kanlı bıçaklı olmamalı. Hizmet üretmek, hizmeti halkının ayağına götürmek için yerelde ne gerekiyorsa onu yapacak şekilde çalışacak tüm hizmet ağlarını ortaya koyacak nitelikte bir formülasyonu ortaya koyabilmeli. Oysa bundan 5 yıl önce, özellikle büyükşehirlerimizde ideolojik körlük ve "Benden olsun" zihniyetiyle CHP'li belediyeler iş başına getirildi.

Gördüğünüz gibi 5 yıl boyunca Türkiye'de hükümet cenahında müthiş bir gelişim gösterilirken, belediyeler nezdinde ise tüm hizmetler akamete uğradı, çok büyük bir fetret dönemi yaşandı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart yerel seçimi için özellikle İstanbul sloganını "Yeniden İstanbul" olarak belirlemiş durumda. Bendeniz de eğer Cumhurbaşkanımızın takdirine mazhar olabilirsem ve Ataşehir'imizin aziz halkının helal oylarıyla iş başına gelirsem sloganımı, "Yeni ve Yepyeni Ataşehir" olarak açıklıyorum. Ataşehir, 5 yılda ihmal edilen tüm hizmetlerini bizim dönemimizde alacak inşallah... Ehliyetli, liyakatli ekibimle birlikte bir anne şefkatiyle Ataşehirli kardeşlerimle, bir yerel yönetimin yapması gereken tüm hizmetleri onlarla buluşturacağım. Geçtiğimiz yazılarımızda Ataşehir'imizde gerçekleştireceğim projelerimizi detaylı şekilde anlatmıştım. Bunları teker teker yazmayacağım... Ama en önemlisi Ataşehir belediyemizin sorunlara karşı çözüm odaklı çalışacağını tekrar hatırlatmak istiyorum.