Bir gün eve geldiğimde eşimin üç kedimi de birine verdiğini gördüm. Haftada iki kez tüylerini taramama ve her gün kum kaplarını temizlememe rağmen, tüy dökmeleriyle onu çileden çıkardıklarını söyledi. Bu kediler temiz, sevecen yaratıklardı ve evlenmeden çok önce de benimleydiler. Bunu yaptığına inanamıyorum!
Açıklama istediğimde, nereye götürdüğünü söylemeyi kesin bir dille reddetti ve sadece "emin ellerde" olduklarını söyledi.
Ama ihanete uğramışlık duygusundan kurtulamıyordum. Yıkılmıştım. Kedilerim Maxim, Oleg ve Luna hayatımın çok büyük bir parçasıydı ve bana danışmadı bile.
Dürüst olmak gerekirse boşanmayı ciddi ciddi düşünmeye başladım. Acaba ben mi abartıyorum Yoksa gerçekten de geçilmemesi gereken bir çizgiyi mi geçti
Ertesi sabah eşimle sakin bir şekilde konuşmaya çalıştım. "Lütfen bana nerede olduklarını söyle" dedim. Kollarını kavuşturdu ve soğuk bir şekilde cevap verdi: "Onlar iyiler. Sanki sokağa atmışım gibi davranıyorsun. Onları emin ellere teslim edilmesini sağladım."
Aramaya başladım. En yakın barınaklara gittim, internete ilanlar verdim ve ödüllü broşürler bastırdım. Birkaç gün geçti ama hiçbir şey bulamadım. Her eve döndüğümde nefretimin büyüdüğünü hissediyordum. Peki ya eşim Hiçbir şey olmamış gibi bir tavır içindeydi.
Ve bir gün hayvan barınağında çalışan bir arkadaşım bana şunları yazdı: "Sanırım kedilerinizi gördüm. Birkaç gün önce bir kadın sizinkine çok benzeyen üç tane getirdi."
Barınağı aradaığımda şu cevabı aldım: "Çok üzgünüm ama onlar çoktan yeni sahiplerini buldular. Sahiplerin bilgisi gizli. Ama size temin ederim ki, onlar iyi ailelere gittiler."
Telefonu kapattım ve sessizce oturdum.
Her şey bitti. Onlar sonsuza dek gittiler. Sadece boşluk hissettim. Sanki ruhumun bir parçası benden koparılmış, geride sadece boşluk kalmıştı.
O akşam tek kelime etmedim. Evliliğimiz boyunca ilk kez eşim huzursuz görünüyordu.
"Bizim için en iyi olanı yaptım" dedi sessizce ve ekledi: "Onlara çok bağlısın. Bütün hayatını ele geçirmişler."
Hiçbir mazereti olmadığını biliyordu.
İçimde bir şey kırıldı. Sessizce eşyalarımı toplayıp aynı gece yola çıktım.
Duygularımı toparlayana kadar bir arkadaşımın yanında kaldım. Oysa karar aslında çoktan verilmişti. Bana böyle ihanet edebildiyse, başka ne yapabilir ki
Bir hafta sonra boşanma davası açtım.
Şoktaydı. Hatta yaptıklarından pişman bile olmuş olabilir. Ama artık umursamıyordum.
Bazı ihanetler affedilemeyecek kadar derindir. Aylar geçti. Kedilerimi hâlâ özlüyordum ama doğru şeyi yaptığımı da biliyordum.
Bir gün sırf meraktan barınağın internet sitesine girdim ve "Başarılı Evlat Edinme Hikâyeleri" bölümünü açtım.
Kalbim daha hızlı atmaya başladı.
Maxim, Oleg ve Luna…
Üç ayrı aile onları yanına almış.