Robotik futbolu Fırtına bozdu!

Aslında iki takım da teknik, yaratıcı oyuncularla kurulu ama o kadar taktik disipline bağlı kaldılar ki. Trabzonspor'da da, Fenerbahçe'de de öncelik rakibi bozmak, adım attırmamak, kaybedilen topları en kısa sürede geri almak. Top ayağa gelince de hızlı pasla atak aramak. Ama iki taraf da tam konsantre, çok dikkatliydi, sıfır riske karşı sıfır hatayla oynadılar neredeyse. ilk etkili atak 37'de Abdülkadir'in çıkarken kaptırdığı topla geldi! Sanki sahada sadece, antrenmanlar yüklenmiş taktikleri uygulayanların sergilediği robotik bir futbol vardı. nanılmaz bir tempo vardı ama bunu taktikle birleştiremediler, daha doğrusu denemediler bile! iştahlı ama tedbirli, az şut, az pozisyon ama buna rağmen seyredilme zevki sunan bir maç oldu, büyük heyecan yaşattılar. iki takımın da kanatlarında kaliteli ayakların bulunması hem Abdullah Avcı, hem de Jorge Jesus'u neredeyse aynı oyun planına taşıdı: Kanatlarda mümkün olduğunca boşluk verilmeyecek, adeta kilitledikleri rakibin topu merkeze taşımasına mecbur bırakılacak. Bunu mükemmel uyguladılar uzun süre. Ancak bu planda ilk aksayan Fenerbahçe oldu, 55'de Trezeguet boş kaldı, pasında Visca maçın ilk net pozisyonun yakaladı. Altay'ın hakkını yemeyelim ama Visca'nın topu uzak köşeye plase yapacağını, maçı izleyen herkes tahmin etmişti zaten! Stres dolu bir maçtı ve buna ilk dayanamayan Fenerbahçe oldu. Takımın en sakin oyuncusu Crespo anlamsız yerlerde gördü iki sarı kartı da. 10 kişi kalmanın