Bu daha başlangıç...

Kıymetli okurlarım, Büyük Zafer Filminin 29 Ağustos'ta vizyona gireceğini duyunca, şöyle bir senaryoyla karşılaşmak istedim:
Oyuncularıyla, Filmde anlatılanlarla, bana Dumlupınar Zaferi'nin kazanıldığı günleri birebir hissettirecek...
Bu senaryo öyle bir senaryo olmalıydı ki... İzleyenler, Filmin sonunda Kahraman Ecdadımızı ayakta alkışlamalıydılar.
Hatta yanında Al Yıldızlı Al Bayrağımızı bulunduranlar, yaşadığı duygu yoğunluğundan dolayı, Onu salonda açmalıydı. Öyle ki, açılan Bayraklardan dolayı salonlar gül bahçesine dönmeliydi.
Başka görme engellilerde nasıl olduğunu bilemiyorum. Ama bende bir filmin oyuncuları ile etkileşime girdim mi ekstra betimlemeye ihtiyaç olmuyor.
Efendim az önce bahsettiğim beklenti ve büyük bir merakla, Büyük Zafer Filmini izlemek üzere salona girdim.
Ve Film başladı. Ancak, on dakika, yirmi dakika geçiyor; ben hâlâ oyuncularla etkileşime giremiyordum.
Ara verilir verilmez, ilk işim... Yanımdaki yardımcıma, sessizce -"Filmi nasıl buldun" diye sormak oldu.
O da: -"senaryoyu ve oyuncuları zayıf bulduğunu" söyledi. Birde, animasyon görüntülerinin duyguları yansıtmakta eksik kaldığını...
Evet evet, belkide benim Filmle etkileşime girmeme mani olan Yardımcımın anlattığı nedenler olabilir.
Ha Büyük Zafer Filminin geneline bakıldığında, belgesel tadında bir yapım ortaya konulmuş. Senaryosunda ise: O günün Askeri şartları anlatılmış.