Kıymetli okurlarım, Gazeteci Fatih Altaylı tutuklandığı günden beri, Silivri Cezaevi'nde bir muhabir gibi çalışıyor. Dolayısıyla, şu anda Fatih Bey'in Hücresi bir Haber Merkezine dönüşmüş durumda...
Tabi kendisi deneyimli bir Gazeteci olduğu içinde, Cezaevinden avukatı aracılığıyla gönderdiği yazılar, konunun fotoğrafını net ortaya koyan yorumlar oluyor.
Mesela buna bir örnek vermem gerekirse, o da: Silivri Cezaevi'nin yemekleriyle ilgili yaptığı değerlendirmeler olur. Bu değerlendirmeler, okuyanın veya dinleyenin zihninde az çok konuya ilişkin bir kanaat oluşturuyordu. Ha şunu kabul edelim: Ülkemizdeki cezaevlerinde fena denilebilecek bir yemek yok... Ama mükemmel denilebilecek yemekler var.
Bunu geçtiğimiz aylarda ziyaretime gelen bir İnfaz Koruma Memuru tanıdığımdan duyduğum için yazıyorum. O "Bazı cezaevlerinde Gurmelerin önüne servis edilebilecek kalitede yemeklerin çıktığını" anlattı.
Kuş denilip geçilmemeli...
Kıymetli okurlar, Altaylı'nın kaleme aldığı Silivri Günlükleri dizisinin içinde, beni en çok Yavru Kuş ile yaşadığı hadiseyi anlattığı bölüm etkiledi.
Efendim Fatih Bey Hücresine giren bir Yavru Kuşu uçurarak hayatını kurtarmış. Anlattığına göre, bu hiç de kolay olmamış.