New York'u bir Ugandalı alıyor

İNGİLİZ müzisyen Sting, "I'm an Englishman in New York" demişti. Bugün o şehrin başına bir "Ugandalı" geçerse, Trump'ın sinirini tahmin etmek zor değil.

New York belediye başkanlığı seçimi bugün. Aslında bize ne...

Ama öyle değil işte...

Yarışın en büyük adayı olması beklenen mevcut başkan, Manhattan'daki Türkevi'ne (AKP'nin bastırmasıyla) yangın yönetmeliğine uygunsuz olduğu halde ruhsat verip açmaktan yargılanıyor. Yarıştan erken çekildi.

Onun yerine Demokratları temsilen 33 yaşındaki Zohran Mamdani yarışa girdi.

Rakibinin en az 13 puan önünde.

Seçmenin çoğunluğu ekonomik kaygılarla hareket ederken (konut ve hayat pahalılığı en büyük sorun) Mamdani, 'müşterek refah'ı önceleyen bir sosyalist program vaat ediyor.

Bedava toplu taşıma, kreş açma, saatlik ücretleri en az 30 dolara çıkarmak gibi...

Henüz Kent Lokantalarını keşfedememiş ama açsa New York'ta çok tutar.

Uganda doğumlu ve Hint asıllı olan Mamdani, kendisini "demokratik sosyalist" olarak tanımlıyor. Dindar Müslüman bir aileden geliyor. Suriyeli eşiyle bir flört sitesinde tanışıp evlenmiş.

Özetle Mamdani, New York'un ilk Ugandalı, Müslüman ve ilk sosyalist belediye başkanı olmaya çok yakın.

★★★

New York gibi büyük bir kenti sol görüşlü bir adayın ele geçirme olasılığı ise Başkan Trump'ı çileden çıkarıyor. Onu "yüzde 100 komünist deli" olarak nitelendirdi.

"Unutmayın, Başkan olarak tüm SAHTE Komünist vaatlerini yerine getirebilmek için benden paraya ihtiyacı var. Hiçbirini alamayacak, o zaman ona oy vermenin ne anlamı var" dedi.

Trump ayrıca, Mamdani seçilirse federal bütçe desteğini kesmekle ve gerektiğinde New York'a Ulusal Muhafız göndermekle tehdit etti.

(New York kentinin bütçesi 112 milyar dolar ve bunun yüzde 9'u federal hükümetten yani Trump'ın onayıyla geliyor.)

Dahası, bir basın toplantısında Mamdani'nin göçmen operasyonlarını engellemesi durumuna atıfta bulunarak, "O zaman onu tutuklamak zorunda kalacağız" diye sert ifadeler kullandı.

★★★

Trump'ın elinde New York'u cezalandırmak için üç yol var.

İlki, federal güvenlik güçlerini şehre gönderip belediye başkanının yetkisini devre dışı bırakmak. Bunu daha önce Washington, Portland, Los Angeles ve Chicago'da yaptı.

İkincisi, fonları kesmek ya da bürokratik yollarla geciktirmek. New York, Seattle ve Portland'ı "anarşist şehirler" ilan ederek fonları kesmekle tehdit etti. Mahkemeler bu kararları iptal etti ama Washington'a yardımlar haftalarca gecikti.

Üçüncüsü ise karalama kampanyalarıyla algıyı zehirlemek. Yapay zekâyla üretilen sahte videolar, Mamdani'ye karşı yürütülen yeni dönemin propaganda silahı.