Bir bardak suyun hikâyesi

Sekiz yaşındaki Yusuf, elindeki paslı tenekeden doldurulan bulanık bardağı kaldırıyor. Dudakları çatlamış, gözleri umutla babasına bakıyor. Bir yudum alıyor, yüzünü buruşturuyor:

"Baba, bu deniz gibi tuzlu... Midem yanıyor."

Babası Mahmud, alnından süzülen teri silip oğlunun saçlarını okşuyor. Sabahın köründen beri kuyunun önünde sıradaydı. Omzunda bidonlarla kilometrelerce yürümüş, sonunda evine suyla dönmüştü.

Oğlu ikinci bardağı içtiğinde, içinden "Yusuf içsin, ben dayanırım" diye geçirdi.

Çünkü günde sadece bir bardak suya yetecek kadar suları vardı.

★★★

Gazze'de Yusuf'un hikâyesi istisna değil, milyonların kaderi...

2.2 milyon insan tüm ihtiyaçlarını karşılamak için kişi başı günde 3 litre suyla yaşamaya çalışıyor. Oysa BM'nin "acil durum" için belirlediği alt sınır günde kişi başına 15 litre...

Gazze'de her 10 evden 4'ünde musluktan tek damla su akmıyor. Bölge suyunun yüzde 13'ünü karşılayan İsrail'den gelen üç su boru hattı da tahmin ettiğiniz üzere "arızalı!"

İnsanlar yıkıntılar arasında 50 derece sıcakta ellerinde bidonlarla kuyruğa giriyor. Su tankerleri geldiğinde saatlerce bekleyip bir kova su kapmaya çalışıyorlar. Çocuklarına ayırdıkları bir bardak suyun bedelini çoğu kez ebeveynler kendi susuzluğuyla ödüyor.

★★★

Su artık karaborsada satılan bir meta. Yakıt girişi kısıtlandığı için tankerler azaldı, fiyatlar fırladı. Bir litre mazotun karaborsa değeri 5.5 dolardan 12 dolara çıktı. Bu artış yüzünden 4 tonluk (içilmeyen) tanker suyu birkaç hafta içinde 75 dolardan 108 dolara yükseldi. Abluka devam ederse, 1 ton (1000 litre) suyun 35 dolara çıkması bekleniyor.

Ambalajlı içilebilir su da aynı durumda. 1.5 litrelik şişe yüzde 74 zam gördü; 0.55 dolardan 1.1 dolara (45 lira) çıktı. Oysa savaş öncesinde özel arıtma tesislerinden 1000 litre temiz suyu 7 dolara almak mümkündü. Şimdi o fiyat üçe, dörde katlandı.

★★★

İnsanlar sadece su değil, sabun da arıyor. Ama nerdee

Sabunun fiyatı savaş öncesine göre 12 kat arttı. 75 gramlık bir kalıp sabunun fiyatı 10 dolar.Aylık gelirin ortalama 150 dolar olduğu Gazze'de temizlik, ailelerin bütçesini birkaç günde eriten bir lüks artık.

★★★

Yusuf'un "deniz gibi tuzlu" dediği su, aslında Gazze'nin kuyu suyu. Nüfusun yüzde 90'ının ihtiyacını karşılayan kuyu suları, yıllardır aşırı çekim ve bakımsızlık yüzünden hem deniz suyuyla tuzlandı hem de kanalizasyonla kirlendi. Bugün o suyun yüzde 97'si Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre içilemez durumda.

Bombardıman sonucu deniz suyu arıtma tesisleri de çalışmaz halde. Halk çaresiz, bu zehirli suyu içmek zorunda. Nüfusun yüzde 70'i tuzlu ve lağımlı kuyulardan su içiyor, meyve-sebze ve bulaşıklarını bu suda yıkıyor.

Sonuçta salgınlar patladı. 6 haftada 75 bin ishal vakası, bunların yarısı 5 yaş altı çocuklarda...

Bir bardak su, Gazze'de bugün altın kadar değerli.

Yusuf'un bardağı aslında binlerce çocuğun hikâyesi.