Şekerini yönetirsen iştahını yönetebilirsin

Gün içinde ansızın gelen o tatlı krizlerini ya da doymak bilmeyen açlık hissini hiç yaşadınız mı oğu zaman bunun nedeni iradesizlik değil, kan şekerimizin iniş çıkışlarıdır.

Vücudumuzun ana enerji kaynağı glikoz, yani kandaki şekerdir. Yemek yediğimizde özellikle de rafine karbonhidratlar (beyaz ekmek, tatlı, hamur işleri) hızla şekere dönüşür. Bu ani yükseliş, pankreastan insülin hormonunun hızlıca salgılanmasına yol açar. İnsülin şekeri hücrelere taşır, ama bazen fazla çalışır; şeker hızla düşer, biz de yeniden aç hissederiz. Kısır bir döngü başlar.

Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki:

Dengeli kan şekeri, daha uzun süre tokluk hissi sağlar. Sık sık şeker dalgalanması yaşayan kişilerde iştah kontrolü daha zordur. Liften zengin, protein ve sağlıklı yağlarla dengelenmiş öğünler, bu iniş çıkışları azaltır.

Peki, sadece ne yediğimiz değil nasıl yediğimiz de önemli olabilir mi

Evet! Araştırmalar, yemek sırasının kan şekeri üzerinde belirgin etkisi olduğunu gösteriyor. Eğer tabağınızdaki yiyecekleri belli bir sırayla tüketirseniz, şeker dalgalanmalarını azaltabilirsiniz.

Önce lif ve protein: Sebze, salata ya da yoğurt gibi lif ve protein kaynaklarıyla başlamak midenizi hazırlar, şekerin kana daha yavaş karışmasını sağlar.

Sonra karbonhidrat: Pilav, makarna ya da ekmek gibi nişastalı yiyecekleri en sona bırakmak, kan şekeri piklerini azaltır.

Yağlar iştah dostudur: Zeytinyağıyla hazırlanmış bir salata veya yanında birkaç ceviz, hem lezzeti artırır hem de daha uzun süre tok tutar.

Yani aynı tabaktaki yemekleri farklı bir sırayla yemek bile, gün boyu daha dengeli hissetmenize yardım edebilir.