Hristiyan demokratlar Türkiye'yi 'koz' yaptı!

AP seçimleri öncesi hareketlilik artarken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen'ın adayı olduğu ve Hristiyan Demokratlar olarak bilinen EPP, seçim bildirgesinde Türkiye'yi adeta "umudu" haline getirdi!


Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, 6-9 Haziran tarihlerinde yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine start verdi. Hafta başında Avrupa Komisyonu Başkanlığı görevini sürdürmeyi hedeflediğini açıklayan Ursula Von der Leyen, Avrupa Halklar Partisi (EPP) olarak bilinen Hristiyan Demokratlar adına AP seçimlerinde aday olduğunu duyurdu.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

6 Mart'ta Macaristan'ın Budapeşte kentinde düzenlenecek parti kongresinde kabul edilecek taslak seçim beyannamesinde bir kez daha Türkiye'nin AB'ye adaylık statüsü ve üyelik sürecine son verme önerisi bulunuyor. Milliyet'e ulaşan 14 sayfalık taslak metinde, Hristiyan Demokratlar, AB'nin Balkanlar, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan'a doğru genişletilmesinin ihtiyaç olduğunu vurguluyor, ancak Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin sonlandırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Fikir değişikliği

Düne kadar Türkiye'nin adaylık statüsüne son verilmesiyle birlikte, AB-Türkiye ilişkilerinin imtiyazlı ortaklık kapsamında geliştirilmesini savunan EPP, fikir değiştirip, Ankara ile Birlik ilişkileri için "dostluk antlaşması" çerçevesini savunuyor. Zira "Avrupamız, insanlar için iyi ve güvenli bir yuva" başlıklı manifesto, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in eski özel kalem müdürü olan ve halen EPP Genel Sekreterliği görevini üstlenen Thanasis Bakolas ile EPP Başkanı Alman Hristiyan Sosyalist (CSU) Manfred Weber tarafından kaleme alındı.

Partiye yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, İrlanda, Finlandiya ve Lüksemburg'dan üyelerin desteklediği Türkiye yazımı, Avrupa'da yükselişte olan yabancı düşmanı aşırı sağ partilerin seçmenlerini cezbetmek amacıyla kaleme alındı. Söz konusu üyeler, imtiyazlı ortaklık kavramına karşı çıkan Ankara'ya, "dostluk" kelimesini içeren bir anlaşma önermeyi tercih ettiklerini dile getirirken, Türkiye'nin AB'de tam üye olarak yer almaması gerektiğini savundu.