Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği'ne (AB) aday ülkelerin üyelik müzakerelerindeki ilerlemelerini değerlendiren, eskiden "ilerleme raporu" olarak bilinen "ülke raporlarını" 4 Kasım'da kamuoyuna duyuracak. Bu raporlar, aday ülkelerin kaydettiği gelişmeleri özetleyecek ve AB'nin geleceğe yönelik atması beklenen adımlar ile stratejiyi belirleyecek.
Komisyon Başkanı Ursula Von der Leyen'in bizzat açıklayacağı ülke raporlarında, Karadağ'a ağırlık verilmesi beklenirken, Türkiye'nin AB için stratejik öneme sahip bir aday ülke olduğunun da vurgulanması bekleniyor. Türkiye'ye ilişkin raporda, her yıl olduğu gibi temel hak ve özgürlükler, azınlık hakları, iyi komşuluk ilişkileri ve yargı bağımsızlığı konularındaki geleneksel kaygıların dile getirilmesi bekleniyor. Raporda ayrıca, Türkiye'nin vize muafiyetine yönelik yerine getirmesi gereken 6 eksik kriterin hatırlatılması bekleniyor.
AB'nin vize kolaylığı konusundaki iradesi, Ankara'nın bu eksik kriterleri yerine getirmesi şartına bağlı olarak yeniden vurgulanacak.
Bununla birlikte, Avrupa Komisyonu'nun, enerji ve ulaştırma gibi stratejik alanlarda Türkiye ile ilişkileri derinleştirme niyeti dikkat çekiyor.
İş birliği çağrısı
Geçen hafta yapılan "COREPER" (Daimi Temsilciler Komitesi) toplantısının Türkiye oturumunda, AB dönem başkanlığı başta olmak üzere Almanya, İspanya, Hırvatistan, Finlandiya ve Macaristan gibi ülkeler, Ankara ile savunma-güvenlik, enerji ve ulaştırma alanlarında yüksek düzeyli diyaloğu, iş birliğini güçlendirme çağrısı yaptı. Ancak bu iş birliği çağrıları, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) sert tepkisiyle karşılaştı. Atina ve Larnaka, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi ve canlandırılmasına karşı olduklarını belirterek, önümüzdeki dönemde Doğu Akdeniz'de gerilimin yeniden Türkiye kaynaklı sebeplerle tırmanabileceği uyarısında bulundu. Yunanistan, ayrıca, Türkiye'nin Ege'de "casus belli" tehdidine son vermemesi durumunda hiçbir alanda ilerleme sağlanamayacağını vurguladı.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile Almanya, Hollanda, İtalya ve İspanya'nın, Türkiye'nin AB'nin SAFE programına katılımı konusundaki ısrarına karşı çıkan Atina, Ankara'nın 1995'te Yunanistan'ın Ege'deki karasularını 6 deniz milinin ötesine genişletmesini resmen savaş nedeni sayan (casus belli) kararını geri çekmesini talep ediyor. Ancak diplomatik kaynaklar, Yunanistan'ın bu talebini "stratejik bir hata" olarak değerlendiriyor. Buna göre, Ankara'nın casus belli kararını geri çekmesi için, Atina'nın Ege'de karasularını 6 mil ile sınırlı bırakma kararı alması gerekiyor. Zira Türkiye'nin casus belli kararı, Atina'nın Ege'deki karasularını 12 mile çıkarma niyetini beyan etmesinin ardından alınmıştı.