Avrupa Birliği (AB), her yıl olduğu gibi, aday ülkelerle ilgili değerlendirme raporunu açıkladı. Geçmiş yılların aksine Brüksel, Türkiye dahil tüm aday ülkeler konusunda dengeli, samimi ve açık bir dil kullandı. Geçen yılki ülke raporlarında, gelişme yaşanan veya yaşanmayan, hatta gerileme kaydedilen konular "durağan" diye tanımlanırken, bu yıl gerileme yaşanan konuların da altı net şekilde çiziliyor. Türkiye raporunda, temel hak ve özgürlükler alanındaki gerileme sürecine vurgu yapılırken, yasa dışı göç ve insan kaçakçılığıyla mücadelede kaydedilen gelişmelere dikkat çekildi. Ekonomi, güvenlik ve savunma alanlarında AB'nin yararına olan olumlu gelişmelere işaret edilirken, Türkiye'nin, AB'nin Rusya'ya uyguladığı ambargonun baypas edilmesini engellemedeki çabaları vurgulanıyor.
Stratejik önem
Türkiye'nin AB'ye aday ve stratejik önemde bir ülke olduğuna dikkat çeken rapor, hem ilişkilerin geliştirilmesi için Ankara'nın atması gereken adımları hem de Ankara'nın AB'den beklentilerini dile getiriyor. Kopenhag kriterleri ile Kıbrıs konusunda atılacak adımların ilişkilere ivme kazandırıcı nitelikte olacağı hatırlatılırken, bundan sonraki süreçte ilişkilerin nasıl şekilleneceğine de değiniliyor. Raporda diğer dikkat çekici yönler ise şöyle:
* Vize serbestisi taahhüdü ve Gümrük Birliği: Rapor, Türkiye ile vize serbestisinin henüz sağlanmadığını, zira Türkiye'nin yerine getirmediği kriterleri bulunduğunu hatırlatıyor. Vize sorununu hafifletmek amacıyla Avrupa Komisyonu'nun 15 Temmuz'da yürürlüğe soktuğu kademeli vize sistemine atıfta bulunulurken, Gümrük Birliği'nin modernleştirilmesi konusundaki niyet ve irade hatırlatılıyor, "Ek Protokol" konusu da nazikçe anımsatılıyor.
* Terörle mücadele: Türkiye'nin terörle mücadele hakkı ve sorumluluğuna sahip olduğunu hatırlatırken, Ankara'nın başlattığı "Terörsüz Türkiye" sürecine atıf yapan rapor, bu adımların öneminin ve kaydedilen gelişmelerin altını çiziyor. Türkiye'de ve sınır ötesinde terörle mücadele operasyonlarının zaman zaman sürdüğünü ifade eden rapor, "Terörsüz Türkiye" sürecinde temel hak ve özgürlükler ile hukuki çerçevenin önemini vurguluyor.
* İş birliğinde somut adımlar: Avrupa Komisyonu'nun, Türkiye'yi sadece bir aday ülke değil, aynı zamanda kilit ortak olarak nitelendirmesi ve Ankara ile ilişkilerini "aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir" bir yaklaşımla ilerletmeye devam ettiğini bildirmesi önemli. AB ve Türkiye'nin, Gümrük Birliği, ekonomi, göç, güvenlik, iklim değişikliği ve bölgesel bağlanabilirlik konularında üst düzey diyaloglar gerçekleştirdiği hatırlatılırken, somut sonuçların, özellikle göç alanında yaşandığı vurgulanıyor.
* Türkiye ile Yunanistan arasındaki yeniden angajman süreci olumlu karşılanıyor.
Sonuçta AB, hukukun üstünlüğüne vurgu yaparken Türkiye ile iş birliğini derinleştirme arzusunu dile getiriyor. 2018'den beri durağan olan üyelik müzakereleri yeniden canlanana kadar, birçok alanda iş birliğinin derinleştirilebileceğine vurgu yapılıyor.

3