Bunu en iyi, "evinizin salonu için kişiselleştirilmiş bir dijital prova kabini" veya "interaktif bir katalog" gibi düşünebilirsiniz. Ama bu katalogdaki model sizsiniz. Televizyonunuzun salonunuzdaki boş ekranı artık masum bir bekleme alanı değil. ABD'de DirecTV ve Glance ortaklığıyla pilot uygulaması başlayan bir teknoloji, bu boşluğu sizin başrolde olduğunuz kişiye özel bir vitrine dönüştürüyor. Sistem basit: Her şey sizin bir fotoğrafınızı DirecTV uygulamasıyla veya TV'nizdeki bir arayüzle paylaşmanıza izin vermenizle başlıyor. Bu, tek bir vesikalık fotoğrafınız, ailenizle çekilmiş bir salon fotoğrafı veya köpeğinizin bir resmi olabilir. Siz bu izni vermeden ve fotoğrafı yüklemeden sistem çalışamaz. Fotoğrafı yüklediğiniz anda, Glance'in yapay zeka teknolojisi devreye girip birkaç işlem yapıyor. Nasıl mı
Görüntü Analizi ve Kesme (Segmentasyon): Yapay zeka, fotoğraftaki sizi, ailenizi veya evcil hayvanınızı arka plandan kusursuz bir şekilde ayırır. Sadece bir kare kesmek gibi değil, saç tellerinizden giysinizin kenarlarına kadar sizi üç boyutlu bir figür gibi algılar.
Sahne Oluşturma: AI, sizi bu "kestiği" dijital figürünüzü alıp, sanal olarak tasarlanmış bir odaya veya sahneye yerleştirir. Bu sahne, bir markanın (örneğin bir mobilya mağazasının) dijital kataloğundan alınmış bir oturma odası olabilir.
Gerçekçi Yerleştirme: Sizi bu sanal odaya sadece yapıştırmaz. Işığı, gölgeleri ve perspektifi ayarlayarak, gerçekten o odadaymışsınız gibi görünmenizi sağlar. Eğer sanal odada bir pencere varsa, ışık sizin üzerinize de o yönden vurur.
Artık dijital ikizinizin içinde bulunduğu sanal bir sahne var. İşte bu sahne, TV'niz boştayken (bir filmi durdurduğunuzda veya bir süre işlem yapmadığınızda) ekran koruyucu olarak karşınıza çıkar.
Ürün Etiketleme: Bu sahnede gördüğünüz her ürün (dijital ikizinizin oturduğu koltuk, duvardaki tablo, sehpanın üzerindeki lamba, hatta üzerinize "giydirilmiş" mont) aslında bir e-ticaret sitesine bağlıdır. Tek Tıkla Satın Alma: Kumandanızı kullanarak ekrandaki bir ürünün üzerine geldiğinizde, o ürünün fiyatı ve markası gibi bilgiler belirir. "Satın Al" veya "İncele" gibi bir seçeneğe tıkladığınızda, TV ekranında bir QR kod belirir. Telefonunuzla bu QR kodu okuttuğunuzda, doğrudan o ürünün satış sayfasına yönlendirilirsiniz ve alışverişi tamamlayabilirsiniz.
DAHA BASİT BİR ÖRNEKLEEvet yeni bir teknoloji o yüzden biraz daha basitleştirerek anlatayım. Siz, köpeğiniz Fındık'ın kanepede uyuduğu bir fotoğrafı TV'nize yüklüyorsunuz. Yapay zeka, Fındık'ı o kanepeden dijital olarak "kesip" alıyor. Bir mobilya markasının sponsor olduğu bir ekran koruyucu sahnesi yaratılıyor: Çok şık bir salon ve ortasında markanın yeni model berjer koltuğu. AI, sizin köpeğiniz Fındık'ın dijital kopyasını o berjerin üzerine kıvrılıp uyuyormuş gibi yerleştiriyor. Siz TV karşısında otururken ekran koruyucu devreye giriyor ve bir de bakıyorsunuz, kendi köpeğiniz Fındık, hiç görmediğiniz o harika berjerde mışıl mışıl uyuyor. O kadar tatlı görünüyor ki kumandayla berjerin üzerine gelip tıklıyorsunuz ve telefonunuzla QR kodu okutup koltuğu satın alıyorsunuz.
Yani teknoloji, sizin en kişisel ve duygusal bağ kurduğunuz varlıkları (kendinizi, ailenizi, evcil hayvanınızı) kullanarak, size ürünleri "deneyimletme" ve satın alma arzusunu tetikleme üzerine kurulu. Bu yüzden "ekran satıcısı" tanımı tam olarak oturuyor.
Bu gelişme, reklamcılığın geldiği son noktayı özetliyor. Markalar artık sadece ilgi alanlarınızı tahmin etmekle yetinmiyor; doğrudan sizin kimliğinizi, yüzünüzü ve bedeninizi kullanarak size ürün satmanın yollarını arıyor. Son iki ayda teknoloji devlerinin attığı adımlar, bu geleceğin kapıda olmadığını, zaten eşiğinden içeri adım attığını gösteriyor. Bu yeni "kişileştirme" ekosistemi, Silikon Vadisi'nin en büyük oyuncularının eş zamanlı hamleleriyle şekilleniyor. Meta, reklam hedeflemesinde vitesi bir üst seviyeye taşıdı. Aralık ayından itibaren, kullanıcıların Meta AI sohbet botlarıyla yaptıkları konuşmalardan çıkarımlar yaparak reklam hedeflemeye dahil edeceğini duyurdu. Artık sadece tıkladığınız bir link değil, bir bota sorduğunuz "Bu kış hangi montlar moda" sorusu da bir sonraki reklamınızın sinyalini veriyor. Gizlilik tartışmaları alevlenirken, Meta bu hamlenin "uygulama ilkelerine uygun" olduğunu savunuyor.
OpenAI ise reklamcıların iştahını kabartan bir teknolojiyle sahneye çıktı. Yeni video uygulamasına eklediği "Cameo" özelliği, telefonunuzdan aldığınız kısa bir kayıtla sizin veya bir başkasının gerçekçi bir avatarını oluşturup videolara otomatik olarak yerleştirebiliyor. Şirket bunu henüz bir reklam ürünü olarak sunmasa da, pazarlama dünyası için anlamı çok açık: Artık bir markanın, potansiyel bir müşteriye kendi evinin salonunda yeni bir kanepeyi veya üzerinde yeni bir elbiseyi gösterdiği reklamlar üretmesi an meselesi.