Kadınlara 'av' yasağı yokmuş!

Erkekler 'avlanmak', kadınlar 'toplamak' için evrimleşti... Bugüne kadar hep böyle bildik değil mi Oysa son dönemdeki bazı kanıtlar kadınların da avlandığını gösteriyor.

Avcılığın insan evrimi için itici güç olduğu biliniyor. Son dönemlere kadar kabul edilen teoride erkeklerin avcılık işini kadınları dışlayarak gerçekleştirdiği öne sürülüyordu. İnsan atalarımızın arasında biyolojik farklılıklar gereği bir iş bölümü olduğu varsayılıyordu. Erkekler evetopluluğa yemek getirmek için avlanıyor, kadınlar ise çocuklarla ilgileniyor ve diğer işlerle uğraşıyordu. Varsayıma göre bunun nedeni erkeklerin fiziksel olarak kadınlardan üstün olmasıydı ve kadınlarda hamilelik ve çocuk bakımı avlanma yeteneğini ortadan kaldırıyordu.

'Avcı adam' yaklaşık yarım yüzyıldır insan evrimi çalışmalarına yön verdi, popüler kültürü de şekillendirdi. Son çalışmalara göre bu kabuldeki sorun 'doğru olmama' ihtimali! Geçen hafta Scientific American'da okuduğum bir makaleden yola çıkarak gerçekten çok ilgimi çeken bu gelişmeyi paylaşmak istedim.

Egzersiz bilimiyle ilgili yapılan çalışmalarda giderek artan kanıtlar gösteriyor ki, kadınlar maraton koşmak gibi fiziksel dayanıklılık gerektiren aktivitelere fizyolojik olarak erkeklerden daha uygun! Kadınların bu avantajı avlanmayla ilgili soruları artırıyor. İlk insanların hayvanları uzun mesafeler boyunca takip ettiği düşünülüyor. Günümüzde avcı-toplayıcılarla ilgili etnografik çalışmaların yanı sıra fosil ve arkeolojik bulgular da kadınların avcılık konusunda uzun bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor.

'Avcı adam' teorisi antropolog Richard B. Lee ve Irven DeVore'un 1968 yılında yayınladığı, bilimsel makalelerden oluşan 'Avcı Adam'la ön plana çıktı. Yayın, avcılığın insan evrimini yönlendiren en önemli aktivite olduğunu iddia etmek için etnografik, arkeolojik ve paleoantropolojik kanıtlardan yararlanmıştı. Makalelerden birinde insanın bir avcı olarak yaşamasının, uygarlığa ulaşmak için gereken genetik değişkenlik, yaratıcılık, sesli iletişim gibi tüm bileşenleri sağladığı iddia ediliyordu.

Avlananların erkekler olduğu varsayıldığı için 'avcı adam' teorisinin savunucuları evrimin öncelikle erkekler üzerinde etkili olduğunu, kadınların hem et tedariki hem de evrimsel ilerlemeden sadece pasif bir şekilde faydalandığını varsaydılar.

İddialara göre 'avcı adam' teorisini savunanlar, bazen kendi verilerindeki kanıtları gizledi. Örneğin Hitoshi Watanabe, kendi araştırmasında kuzey Japonya ve çevresindeki yerli bir nüfus olan Ainu hakkındaki etnografik verilere odaklandı. Watanabe, Ainu kadınlarının genellikle köpeklerin yardımıyla avlandığını belgelemesine rağmen yorumlarında bu bulguları göz ardı etti.

TEORİ KÖKTEN SARSILDI

Eldeki veriler şimdilik sınırlı bile olsa 'avcı adam' teorisinin hatalı olduğunu düşünenlerin sayısı hayli fazla. Artık biliyoruz ki dişiler metabolik olarak dayanıklılık aktivitelerine daha uygunken erkekler kısa, güçlü ve patlama tipi aktivitelerde daha başarılı. Bu farklılığın büyük ölçüde östrojen hormonunun gücünden kaynaklandığı düşünülüyor. Araştırmalar östrojenin sadece yağ yakımını teşvik etmediğini, kaslarda daha fazla yağ depolanmasına neden olduğu için 'yağ enerjisi'nin daha kolay kullanıldığını da gösteriyor.

Kadınlarda erkeklere göre daha yüksek miktarda bulunan bir başka hormon da adiponektin. Bu hormon karbonhidratları gelecekte kullanmak üzere ayırırken yağ metabolizmasını da artırıp kasları parçalanmaya karşı koruyor. Stanford Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, kadınların egzersiz sırasında enerji için erkeklere göre yüzde 70 daha fazla yağ kullandığını ortaya çıkardı. Buna bağlı olarak kadınların kas lifi erkeklerden daha farklı. Dişilerde erkeklere göre daha fazla tip I veya 'yavaş kasılan' kas lifleri bulunuyor. Bu lifler yağları kullanarak yavaş yavaş enerji üretiyor. Çok güçlü değiller ama yorulmaları daha uzun zaman alıyor.

Erkekler ise bunun tersine daha çok tip II (hızlı kasılan) kas liflerine sahip. Bu sayede hızlı enerji ve büyük miktarda güç sağlamak için karbonhidratları kullanıyorlar ancak daha çabuk yoruluyorlar. Yani araştırmalar böyle söylüyor, ben kendi cinsime ayrımcılık falan yapmıyorum. Tüm bu ve benzeri çalışmalar egzersiz bilimi üzerine yapılmış olsa da 'avcı adam' teorisini kökten sarsmayı başardı.

Antropologların neandertaller üzerine yaptığı bazı çalışmalar da bildiğimiz her şeyi altüst edebilecek potansiyelde. Neandertaller insan ailesinin, soyu tükenmiş ama en iyi incelenen üyeleri ve onlara ilişkin zengin fosil kaydına sahibiz. Neandertal kadınları ve erkekleri travma kalıpları açısından farklılık göstermiyor. Dişilerin de erkeklerin de iskeletleri aynı aşınma ve yıpranma modellerine sahip. Bu bulgu her iki cinsin de büyük av hayvanlarını pusuya düşürmekten, deri işlemeye kadar aynı şeyleri yaptıklarını gösteriyor. Çağdaş toplayıcı topluluklara ilişkin gözlemler kadınların avcılığa katıldığına dair doğrudan kanıt sağlıyor. En çok alıntı yapılan örnekler Filipinlerdeki Agta halkından geliyor. Agta kadınları hamileyken, emzirirken de avlanıyor ve Agta erkekleriyle aynı av başarısına sahip.

Son 100 yıla yayılan etnografik veriler üzerine yakın zamanda yapılan bir araştırma çok çeşitli kültürlerden kadınların yiyecek için hayvan avladığını ortaya koydu. Seattle Pasifik Üniversitesi'nde yapılan ve avlanma stratejilerini net bir şekilde açıklayan bir çalışmada 63 topluluğun yüzde 79'unda kadın avcıların yer aldığı belirlendi.

Kadın egzersiz fizyolojisi ve tarih öncesi kadınların yaşamları hakkında keşfedilmeyi bekleyen çok şey var ancak 'avcı adam, toplayıcı kadın' klişesi miadını doldurmuş gibi görünüyor. Mağara insanlarını düşünürken hayal edilen; avını yakalamış bir erkek ve arkasında kucağında çocuklu bir kadın görüntüsünün modası geçti...

KÜRESEL PROTESTOLARIN ORTAK TEMASI

İsrail-Hamas savaşı, İsrail'in Filistinlilere karşı acımasız saldırıları karşısında ABD ve Avrupa'da pek çok lider İsrail'e destek açıklaması yapıyor. Bir yandan da dünya çapında milyonlarca insan İsrail'in Gazze'deki kuşatmasını ve vahşeti kınamak, ateşkes çağrısı yapmak için mitingler düzenliyor. ABD, Avrupa, Asya ve Orta Doğu'daki gösteriler büyüklüleri ve kapsamları açısından dikkat çekici. ABD'deki protestolar geçmişteki çatışmalara karşı yapılan gösterilerle karşılaştırıldığında Filistinlilere verilen halk desteğinin arttığına işaret ediyor gibi görünüyor. Filistinlilere destek verilen gösteriler, İsrail'e ve İsrail'deki hükümete destek veren Batılı politika yapıcılara baskı yapma amacı taşıyor. ABD'deki gösteriler, kamuoyunun Filistin haklarını destekleme yönündeki duyarlılığında meydana gelen değişimi yansıtıyor gibi görünüyor. Mart 2023'te yapılan bir Gallup anketi, ilk kez Demokratların sempatisinin İsraillilerden çok Filistinlilerle uyumlu olduğunu gösterdi.

Gallup anketi genel olarak ABD'lilerin İsraillilere karşı daha büyük sempati duyduğunu ortaya koysa da zaman içinde Filistinlilere yönelik artan bir destek eğilimini belgeledi. 2010 yılındaki bir ankette ABD'lilerin sadece yüzde 15'i Ortadoğu'daki Filistinlilere sempati duyduğunu söylemişti. Bu rakam 2023'te yüzde 31 oldu. Hamas'ın saldırısından sonra Ekim ayında gerçekleştirilen Economist YouGov araştırması ise İsraillilere yönelik sempatinin arttığını gösterdi. Mart 2023'te ABD'lilerin yüzde 31'i İsraillilere karşı daha fazla sempati hissediyordu. Ekim 2023'te bu rakam yüzde 48'e çıktı.