Süper Lig'de maçlarını terlemeden kazanan Galatasaray'ın ana hedefi Şampiyonlar Ligi'ydi. Kurulan kadro da ilk 24'ü değil, daha da ilerisini hayal ettirdi. 2. torbadan gelen Frankfurt deplasmanı da istenen türdendi. Almanya'da kendimizi ev sahibi gibi hissedecektik.
Maça da öyle başladık. Daha 8. dakikada golü de bulunca herkes rahat bir galibiyet bekledi. Okan Buruk ve futbolcular da bu rehavete kapılmış olacak ki ilk yarının ortalarından sonra maç terse döndü. Bu dakikaya kadar topu Frankfurt'a bırakıp geçiş oyunu oynayan Galatasaray, topa sahip olup Frankfurt'un ekmeğine yağ sürmeye başladı. Okan Hoca her ne kadar maçtan sonra topla oynama yüzdesiyle övünse de Frankfurt'a karşı kaybeden takımların hepsi daha fazla topa sahip olmuşlardı. Nitekim 1-1'lik skora üzülecekken devreye 3-1 geride girdik.
2. yarıya ise Galatasaray takımı hiç çıkmamış gibiydi. 55. dakikada yapılan Lemina-Icardi değişikliği de tamamen havlu attırdı. Süper Lig'de orta saha çıkarıp forvet alarak belki daha fazla pozisyon üretip gol atabilirsiniz ancak burası Şampiyonlar Ligi. 55'ten sonra orta sahayı da boş bulan Frankfurt, bireysel hatalarla beraber skoru 5'e götürdü. 80'den sonra Alman disiplini de sona erdi ve fark daha da artmadı.