Borsa hala mecburi istikamet mi

Şu yazıyı Şubat başında yazdıktan bu yana tam 2 ay geçti. FED GÖLGESİNDE GELİŞEN ÜLKE HİSSE SENETLERİ VE TÜRKİYE Fed'in henüz ne kadar sıkılaşacağı belli olmamış. Üstüne bir de Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve sonrasında gelen türlü dertler. Borsa İstanbul 100 Endeksi o tarihten bu yana yüzde 21 ralli yapmış. Yıl başından bu yana 30 Endeks yüzde 33 yükselmiş. Üstüne bir de temettüler var... Üstelik bu kez yükseliş epey sahici. Yani dolarla da baksanız, portakal suyuyla da baksanız borsa yükseliyor. MSCI Gelişen Ülkeler Endeksi geride kalan üç buçuk ayda yüzde 9 gerilemiş. BIST30'un dolara göre düzeltilmiş getirisi ise yüzde 23 civarında. Fed'in sert bir faiz artış döngüsüne girdiği, üstelik gelişen ülkelere yönelik negatif algının güçlü olduğu bir dönemde geliyor bu ralli. Ayrıca büyüme beklentileri de dünyanın hemen her yerinde düşüyor. Bakın, gelişen ülkeler aleyhine açılan pozisyonlar rekor seviyeye ulaşmış. Yerel para cinsinden bakınca iki endeksimiz de zaten dünya şampiyonu. Dolar bazında bakınca onunculuğa düşüyoruz. Lokal para cinsinden liderlik önemli. Çünkü benim en başında bu yana tezim zaten yerliler üstüneydi. Yabancıların uzun süredir Türkiye piyasasında pozisyon azalttıklarını görüyoruz. Bu bakımdan, yabancıların girişine güvenerek 'akım flow' bazlı bir pozisyon almak ya da satmak hatalı olur BIST Endeksleri için. Burada hikaye yüksek enflasyon olacaktı ve öyle de oldu. Bu yılın ilk 3 ayında toplam 21 puan enflasyon üretti ekonomimiz. Öyleyse borsanın ya da herhangi başka bir ürünün kazandırmış olması için bu eşiği atlamış olması gerekiyordu. Ancak kur baskı altında olduğu için kura bağlı mevduatta bunu bulmak zordu. Yüksek enflasyondan ötürü sabit getirili kıymetlerde bu getiriyi elde etmek de güçtü. Faizlerin seviyesi belli olduğu için mevduatın