Ego,sahip olduğumuz değil,sahip olduğumuzu sandığımız şeydir."

Jose Mourinho, Fenerbahçe'ye uzun süre kazanamadığı şampiyonluğu kazanmak için getirilmişti. Ancak Portekizli hoca böyle bir sözü hiçbir zaman söylememişti, ben Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için geldim demedi.

Yönetimin kendisine gelmeden önce anlattığı ise ülkede birçok yapı olduğu, hakem konuları ile ilgili sıkıntıların olduğuydu. Ali Koç ve yönetimi şampiyonluğa o kadar inanmıştı aldıkları oyuncular ile şampiyon olacağına kesin gözüyle bakıyordu.

Jose Mourinho ise ülkenin genel durumunu anlamaya çalışıyor, ne olup ne bittiğinden haberdar olmak istiyordu. Bu arada yönetimin almak istediği teknik direktör Jose Mourinho' da değildi. Seçim yatırımı olarak getirilmiş, Roma ve Tottenham istatistikleri izlenmemişti bile.

Süper ligin ilk üç haftasında yaptığı açıklamalarda, Galatasaray ve Okan Buruk üzerinden açıklamalar yapıyordu. Basın sözcüsü Acun Ilıcalı gibi...Kendisine öğretilen direk bunlardı.

Fenerbahçe - Galatasaray derbileri yıllardır ezeli rekabet yanında, ölüm kalım yarışı içerisinde geçerdi. Bu derbinin önemini Aziz Yıldırım; teknik direktörü, yabancı oyuncusu her kim olursa olsun anlatırken anı yaşıyor, takımı öyle motive ediyordu.

Gelinen noktada, jose Mourinho bu derbi bizim için sıradan bir maç! Neden hocaya bu ambiyans yansıtılmadı, Gerçi Ali Koç göreve geldiğinden beri bu ambiyansı hiç yaşayabiyildi mi

Basın ile tartışma konusuna gelince, sarı lacivertli takımın yıllardır çözemediği sorunu var, şeffaflık. Kazanılan maç sonraları,birçok basın mensubuna soru hakkı verilirken, kaybedilen özellikle büyük maçlar sonunda medya iletişim yöneticisinin seçtiği üç muhabire soru hakkı verilirdi. Burda da Jose Mourinho basın tarafında sıkışıp kaldı.

Çıkarttığı kadro üzerinden sosyal medya üzerinden eleştiri yağmuruna tutuldu. Kendisi sosyal medyayı çok iyi takip ettiği için eleştirilere yayıncı kuruluşa verdiği 1.5 dakikalık konuşmalarda cevap verebildi.