Fenerbahçe'nin Türk oyuncu transfer etmesi yasak mı
Sarı-lacivertliler herhangi bir Türk oyuncuyla iletişime geçtiğinde, spor medyasının bir bölümü konuyu millî mesele hâline getiriyor. İrfan Can Kahveci, Mert Hakan Yandaş ve Oğuz Aydın transferleri buna kısa bir örnek.
İrfan Can Kahveci doğuştan Galatasaraylı; Mert Hakan Yandaş, o dönemin transfer komitesinde yetkili kişiyle konuşup "Ölürüm, başka takımda oynamam." demiş, Oğuz Aydın transferinde ise ilk biz görüştük; oyuncu Florya Tesisleri'ne âşık oldu.
Haziran ayı içerisinde Trabzonspor kalecisi Uğurcan Çakır ismi ortaya atıldığında ise bu sefer bölgenin milletvekilleri dahi devreye girdiler.Millî kaleci İstanbul'a, özellikle Fenerbahçe'ye transfer olmak istiyor. Memleketi ise "Silahları çekmiş, kaptan bir yere gidemez." havasındaydı. Giderse memleketsiz kalır, camiasız kalır. Söyleyen zamanında Trabzonspor'dan, Galatasaray' a transfer olan eski teknik direktör, yeni yorumcu. Milli kaleci iki gün önce katıldığı saray programında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın transfer sorusuna "Hayırlısı." diye cevap vermişti.
Bugün gelinen noktada benzer söylemler Hakan Çalhanoğlu için de dile getirilmeye başlandı. Oyuncu Galatasaraylı. Sarı-kırmızılı takım şu kadar para teklif etti, oyuncu beklemekten sıkıldı; inat olsun diye Fenerbahçe ile görüşüyor. Konu imzaya dahi geçmeden, başlayan algı operasyonu sonucu bakalım ne olacak…
Bakıldığında bu oyuncular, profesyonel işlerini yapan sporculardır. Uğurcan Çakır herhangi bir takıma transfer olsa ne vatanından kovulacak ne de camiasız kalacak. Hakan Çalhanoğlu, Fenerbahçe'ye transfer olduğu için hapse mi atılacak
Reel düşüncelere dönersek; Galatasaray'ın son üç yılına damga vuran Okan Buruk, zamanında Beşiktaş forması giymişti. Sergen Yalçın, dört büyük takımda futbol oynadı. Sormak gerekir: Camiasız mı kaldılar Ortada mı kaldılar İki güzide teknik direktör, camialarının vazgeçilmezi oldular.
Benzer eleştiriler, Fenerbahçe'nin stadyum sponsorluğu için Chobani isimli şirketle yapacağı anlaşma gündeme geldiğinde de yapılmıştı. Algı... Rahatsızlık, firmanın vereceği yüksek meblağ mıydı
Sonuç olarak, insanlar gerçeğin ne olduğundan çok, onun nasıl sunulduğuyla ilgilenir. Ya da şöyle diyelim: Algı, zihnin penceresidir; cam kirliyse gerçek asla görünmez.
Osimhen'i alamayan Hakan