Fenerbahçe oyununun gücü yok

Fenerbahçe'de yıllar sonra ilk defa bir başkan, başarısızlık konusunda "Dış etkenler elbette var ama en büyük sıkıntımız içimizdeki sorunlar" diyebildi.

Sadettin Saran: Bu yüzden birlik ve beraberliği tam anlamıyla sağlayamadık. İletişimde, futbol aklında ve karar mekanizmasında sorunlarımız var. "Kötü olsun da biz pozisyon alalım" anlayışıyla bu camia bir yere gidemez. Taraftarımızın da bu tür kişilere prim vermemesi gerekir.

Takımın bu süreçten etkilendiği açık. Seçim atmosferi ve bazı söylentiler oyuncuların moralini bozmuş olabilir. Örneğin, "Maaşları veremezler" söylentisi futbolcuları çok olumsuz etkiledi. Böylesi dönemlerde bu tür etkilenmeler gayet normaldir.

Sayın Başkan böyle bir düşüncedeyken camianın ağır abileri, takımın başında bir teknik direktör varken sanki Fenerbahçe'de teknik direktörlük makamı mezata çıkarılmış gibi davranıyor; "Bu abi gelsin, bu kardeş gelsin" söyleminde bulunuyorlardı.

Tedesco ya saygı duyulur ya da duyulmaz, sevilir ya da sevilmez; ama sonuçta bir makamı temsil ediyor.

Çarşamba günü aldığı radikal kararlarla güven ve puan kaybeden Tedesco, büyük bir baskı altında olduğunu anlamıştı. Çalıştırdığı kulüp, tecrübe kazanma değil, sınıf atlama yeriydi.

Oyun, sarı-lacivertlilerin istediği gibi başlamıştı. Antalyaspor daha çok savunma yapan, Fenerbahçe ise hücum etmeye çalışan bir görünümdeydi. Talisca diğer maçlara göre çok az daha hareketliydi. Kerem ile Archie Brown ikilisi birbirlerine alışma sürecindeydi. Oyun hızı ise bilinen düzeydeydi.

Kanatlara yönelen oyuncuların yaptığı pas trafiği, rakip defansın uzaklaştırdığı boş pozisyonlarla sonuçlanıyordu. Pas oyunu bile sarı-lacivertli oyuncuları yoruyordu. Talisca–El Nesyri ikilisinin uyumsuzluğunu Zeki Müren dahi görüyor ama ne Mourinho ne de futbolu çok iyi bildiğini söyleyen Tedesco bunu fark edebilmişti.

İlk yarı biterken sarı-lacivertliler, %74 oranında topa sahip olmalarına rağmen yedi dakikada bir rakip ceza sahasında topla buluşabilmişti. Üstelik 300 milyon avroyu bulan maliyetlere rağmen… İşin özeti, Fenerbahçe geçen seneye göre daha kötü bir oyun sergiliyordu. Sahada oyun gücü yoktu; ego gücü vardı.

Merkezi iyi kapatan Antalyaspor rakibini kanatlara itiyor, Nene ve Kerem'in ortaları isabetli olmayınca oyun sıkışıyordu. Rakip ceza sahasında bağlantı oyununu kuracak bir 9 numaranın olmaması, 8 numara eksikliğinden bile daha önemliydi.

Dzeko dün aranan en kritik oyuncuydu. İmdada ise tartışması bol olacak Talisca'nın penaltı golü yetişti. İsmail Yüksek, Asensio ile birlikte dün akşam gerçek bir altı numaranın nasıl oynanacağını gösterdi. Talisca şut denemelerine biraz daha önem verseydi, Fenerbahçe bu kadar zorlanmazdı. Szymanski'nin golü ise sadece skoru belirlemişti.