Üç yüz milyon avroya kurulan takımın hızlı oyuncusu yokmuş. Bu sözü söyleyen, futbol tarihinde dünya çapındaki başarıları ile ilk beş isim arasında gösterilen teknik direktör Jose Mourinho.
Harcanan maliyetler düşünüldüğünde Fenerbahçe'nin Ferrari, Porsche tarzı olması gerekirken; süslü püslü, yan sanayi ürünlerinden toplanmış, dışarıdan bakıldığında şatafatlı ama işlevsiz bir görünümü sergiliyor. Burada anlatılmak istenen, oyuncuların kötü oldukları değil; birçok oyuncunun aynı özellikte olmasıdır.
Her açıklamasında yönetime teşekkür eden, "İstediğim oyuncuları alıyorlar, onları kutluyorum." diyen teknik direktör; alınan mağlubiyet veya beraberliklerde ise ihaleyi üstü kapalı yönetime bırakmayı başarıyor. Formsuzluğunu kabul ettiği bir maça henüz rastlamadık.
İlk yarı bitmeden takıma trip atıp erkenden soyunma odasına gitmesi, ikinci yarıya yine aynı kadroyla devam etmesi, bazı oyunculara karşı olumsuz düşünceleri dikkat çekiyor.
Kaleciler topu oyuna sokarken başarısız, her top taç veya rakip oyuncuda kalması, defans yükünün sadece Škriniar'ın üzerine binmesi, Oosterwolde nin sezona çok gergin başlaması; Semedo nun atağa çıkmak ile çıkmamak arasında tereddüt yaşaması takımın aksayan yönleri. Orta saha üçlüsünün aynı özellikte olması, Selçuk Şahin oyunu gibi topu alıp yana veya geriye vermeleri oyunun temposunu düşürmesi.John Duran sırtı kaleye dönük oynadığında etkisiz kalması, El Nesyri ise fit görünümüne rağmen sadece koşuyor olması, burada net bir 9 numaranın eksikliğide göze çarpıyor. Golle yaşayan, şut atan bir oyuncusu yok.
Sarı-lacivertlilerin geçen sezonda da hızlı oyuncusu yoktu. Saint-Maximin vardı bir maç oynuyor, dört maç oynamıyordu. Beğenilmeyen 35-39 yaşındaki Džeko ve Tadić'in oyunu bile daha hızlıydı.Bugün bakıldığında, Fenerbahçe'nin 30'dan fazla sözleşmeli oyuncusu var; bunların %80'i aynı özelliklere sahip. Takımı yönlendirecek, sıkışan maçları çözecek, rakip on kişi kaldığında oyunu ve oyuncuları ateşleyecek bir futbolcusu yok. Buna ek olarak, kenarda bunu yapacak formda bir teknik direktörüde bulunmuyor.
Özetle, sarı-lacivertliler gelecek hafta deplasmanda "güçsüz" denilen Benfica karşısında tur atlayabilir; sonuç henüz kesinleşmiş değil. Ancak Göztepe ve Benfica maçlarında takımın gol beklentisi 0.30'larda kaldı.
Mourinho'nun takımı acaba ülkenin gündeminden düşmeyen hız limiti sistemine uyan bir görünüm mü sergiliyor "90 kilometreyi geçerse ceza kesilir" misali…
Avrupa'ya yabancı kaldık
Kadro değerleri bakımından Başakşehir ve Beşiktaş, Konferans Ligi'nde ilk 10'da görülen takımlar arasındaydı. Ancak oynanan oyun kalitesi tam tersiydi. Başakşehir, kendi seyircisi önünde Croiva takımı karşısında etkisiz kaldı ve mağlup oldu.