İngiltere Filistin'i tanımaktan vaz mı geçiyor

ÇOK değil, 1.5 ay önce Birleşik Krallık hükümeti Gazze'de giderek kötüleşen durumu işaret ederek BM Genel Kurulu'nda Filistin'i devlet olarak tanıyacağını ilan etmişti.

Fakat BM Genel Kurulu toplantısına 10 gün kala İngiltere cephesinden bu kez farklı sinyaller geliyor.

Başbakan Starmer çarşamba akşamı yoğun protestolara rağmen İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'u Londra'da ağırladı. Hem de İsrail'in Katar operasyonundan bir gün sonra.

Başbakanlık konutunun önünde toplanan bir grup, Herzog'a Filistin bayrakları sallayarak tepki gösterdi.

Starmer ise toplantı öncesinde parlamentoda "Putin'i, Netanyahu'yu da çağıracak mısın" sorularına maruz kalsa da geri adım atmadı.

"İngiltere, diplomasi için zor yolu seçti. Katar saldırısını kınadığımızı Herzog'a bizzat söyleyeceğim" dedi.

Tabii ki bu işin en mutlu tarafı Herzog idi. Starmer ile zor ama samimi bir toplantı yaptıklarını söyledi.

Herzog toplantıda Katar operasyonu konusunda kendini şöyle savunmuş: "Anlaşmaya yanaşmayan bazı kişileri ortadan kaldırmak gerekebilir."

Haberin Devamı

Sonra da Birleşik Krallık'ın Filistin'i tanıma kararına sözü getirip şöyle demiş:

"İngiltere'nin kararı tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu karar Filistinlilere de rehinelere de yaramayacak."

İngiliz medyasında toplantı sonrasında İsrail-İngiltere ilişkilerinin daha da kötüye gidebileceği yorumları yapıldı.

Ben farklı düşünüyorum.

Hafta içinde medyaya yansıyan bir yazışmada, İngiliz hükümetinin Gazze'de yaşananları dehşet verici bulsa da "soykırım olarak görmediği", İsrail hükümetinin "soykırım niyetiyle hareket ettiği sonucuna varmadığı" anlaşıldı.

Yani Türkçesi şu: "Gazze'deki durum pek iyi değil ama bunun soykırım olduğunu düşünmüyoruz."

Hatırlanacak olursa Starmer'ın temmuz ayında açıkladığı Filistin'i tanıma kararı, şartlı bir karar.

Bir yandan İsrail'e "Gazze'deki durumu iyileştir" derken diğer tarafta Hamas'a "rehinelerin hepsini serbest bırak" diyor.

Geçen hafta yaşananlara bakılırsa İngiltere'nin BM Genel Kurulu'nda "şartlar iki taraf için de netleşmedi" diyerek tanıma kararını en azından bir süre ortada bırakması da ihtimal dahilinde.

Haberin Devamı

EPSTEİN'IN HAYALETİ CAN YAKIYOR

ABD'de hapisteyken şüpheli bir şekilde ölen pedofil Epstein'ın hayaleti siyaset sahnesinde dolaşmayı sürdürüyor.

Son zayiat İngiltere'nin ABD büyükelçisi Peter Mandelson oldu.

Geçen sene Washington'a atanan Mandelson bir kariyer diplomatı değil.

İngiliz İşçi Partisi'nde uzun yıllar siyaset yapan "Blair'ın iktidarının arkasındaki beyin" olarak tanınıyor.

İngiliz basınının bir kısmı içinse "karanlıklar prensi..."

Daha önce iki kez iki ayrı skandalla bakanlık görevini bıraksa da siyasetteki yerini korumayı başarmış.

Starmer tarafından geçen şubatta ABD Büyükelçisi olarak atandığında eleştiriler gelmişti.

Ancak Mandelson'ın Trump'la kurduğu yakın ilişki İngiltere-ABD arasında son yıllarda oluşan toksik havayı temizlemişti.

Haberin Devamı

Derken Mandelson'ın Epstein'e "en iyi dostum" diye imzaladığı yazışmaları ortaya çıktı.

Büyükelçi "O sırada öyle biri olduğunu bilmiyordum" diyerek pişmanlığını dile getirdi.

Muhalefet sıkıştırdı, Starmer "Güvenim tam" dedi. Ama bir gün sonra Mandelson'ı görevden almak zorunda kaldı.