AVRUPA ve dünyada yükselen sağ siyasetin öne çıkan yeni figürleri dikkat çekiyor.
The New York Times geçenlerde 'İktidardaki sağcı kadınlar' diye bir dosya yaptı.
Çıkış yolu güzel ama eksik bir liste oluşturmuşlar.
Bence 'günümüzün Demir Leydileri' daha doğru bir tanımlama olur.
Çünkü hemen hepsinin ortak özellikleri var.
Demir Leydi lakabı, İngiltere'nin sert tutumuyla tanınan ilk kadın başbakanı Margaret Thatcher'a ait.
2013'te dünyaya veda eden Thatcher'ın 100. yaşı bu yıl, İngiltere'de kâh hayırla kâh sitemleanılıyor.
Thatcher okullardaki süt yardımını bile durduracak kadar sekter bir liberalist idi. Devleti aradan çıkarıp her şeyi özelleştirmek istedi.
Bu yüzden İngiliz basını ona başlangıçta 'süt hırsızı' lakabını taktı.
Ama Sovyet karşıtı ve Amerikan yanlısı politikaları nedeniyle bir Rus gazetesinin kullandığı 'Demir Leydi' tanımını zafer nişanı gibi ömrü boyunca taşıdı.
Haberin DevamıKısa süre öncesine kadar Thatcher tarzı siyasetin ömrünü tamamladığı düşünülüyordu.
Oysa Thatcher ölse de fikirleri dünyanın farklı noktalarında bugün tekrar iktidarda.
Şüphesiz dünyanın kaotik vaziyeti tıpkı Thatcher döneminde olduğu gibi bu iktidarlara da uygun zemin hazırladı.
Günümüzün Demir Leydileri arasından bir liste oluşturacak olursak benim ilk beşime şu isimler girer.
SANAE TAKAİCHİ
JAPONYA'nın ilk kadın başbakanı, Thatcher'ın yeniden doğmuş hali gibi.
Sanae Takaichi, bence Thatcher'ı örnek almıyor, yaşıyor.Sert tutumundan kıyafet seçimine kadar türlü benzerliği var.
Gecenin 3'ünde kabine toplantısı yapabilen bir işkolik. Yine de ikisini farklı kılan özellikler mevcut.
Her ne kadar İngiliz de olsa Thatcher'ın bir rock grubunda davul çalma ihtimali yoktu. Çünkü onun gençlik döneminde rock müzik henüz popüler olmamıştı.
Politika açısından ise Thatcher su katılmamış bir "Bırakınız yapsınlar" liberali iken Takaichiyeri geldiğinde devletçi politikaları benimseyebiliyor.
Thatcher'ın iktidarı 11 yıl sürmüştü. Bakalım Japon mevkidaşı da onun kadar uzun iktidarda kalabilecek mi
Haberin DevamıMARİNE LE PEN
FRANSIZ aşırı-sağının simgesi Ulusal Cephe'yi babası Jean-Marie Le Pen'den devraldığında tek hedefi vardı: İktidara gelmek.
Bunun için babasının ırkçı söylemlerini biraz törpüleyerek, Avrupa'daki göçmen karşıtı iklimi kullanıp partisini azıcık merkeze çekti.
Bunu yaparken babasına bile acımayıp partiden uzaklaştırdı. Partisinin adını Ulusal Birlik olarak değiştirdi.
Klasik ırkçı söylemlerini bir kenara bırakarak, "Fransız hayat tarzının" tehlikede olduğunu söylemeye başladı.
2012, 2017 ve 2022'de Cumhurbaşkanlığı için aday oldu. Her seferinde oyunu artırsa da seçilemedi.
Ama 2022'de ikinci turda oyların yüzde 40'ından fazlasını alması bir sonraki seçimler için herkese "Acaba" dedirtti.
Haberin DevamıMacron'un 3. dönem yarışamayacağı 2027 seçimleri için anketlerde önde gidiyordu.
Ta ki Fransız mahkemesi Le Pen'i Avrupa Parlamentosu'ndan alınan milyonlarca Euro kamu fonunu kendi hesabına kullandığına hükmedene kadar.
Geçtiğimiz aylarda 2 yıl ev hapsi cezası aldı ve 5 yıl kamu görevinden menedildi. Eğer yüksek mahkeme bu kararı onarsa 2027 seçimlerine aday olamayacak.
Fakat yakın tarih bize gösteriyor ki Fransa siyasetinde bir Le Pen gider başka bir Le Pen gelir.
GİORGİA MELONİ
MELONİ, Angela Merkel sonrası Avrupa'nın en öne çıkan lideri konumunda.
Merkel'in nerdeyse bütün Avrupa Birliği'ni taşıyan karizmasından uzak olsa da İtalya'yı sırtladığı söylenebilir.
Haberin Devamıİtalya gibi maskülen siyasetin geçerli olduğu bir ülkede iktidardaki üçüncü yılını tamamlamak bir başarı.
Üstelik bunu 'İtalya'nın Erkek Kardeşleri' isimli partinin başındaki kadın olarak gerçekleştirmek daha büyük başarı.
Meloni, okul çağında fazla kiloları ve farklı kıyafet seçimi nedeniyle

4