Kızılcık Şerbeti!

Kızılcık Şerbeti yeni sezona başladı.

Ne şerbetmiş be kardeşim.

Ve senaryosu ile kıyametleri kopardı.

Ben hep şöyle düşünürüm, bir olayı diğer yaşanan benzeri ya da benzeri olmayan diğer karmaşık, uygunsuz konularla karşılaştırmak çok sağlıklı sonuç vermiyor.

Yani buna böyle dedin, ama bak şurada neler var neler.

Evet neler var neler.

Bu da olmasın, o da olmasın, neler var neler dediklerinde olmasın.

Ve uygunsuz bir konuyu başka bir konu ile asla kıyaslamamak lazım.

Mukayese etmek, çok yanlış ve işin içinden çıkılamaz hale geliyor.

Tek tek bakalım, tek tek değerlendirelim.

Şimdi dizilerden, tüm ergenlerin, tüm genç kızların, hatta yetişkin kadınların, erkeklerin ne kadar etkilendiği gerçeğini kabul etmeliyiz.

Bunu reddetmek, eşyanın tabiatına aykırıdır.

Şöyle diyelim, çok net hepsini örnek alıyorlar.

Şöyle diyelim, çok net hepsi normalleşiyor.

Ahlaksızlık bu senaryolarla başladı diyemeyiz, hayatın içinde bin beteri var, evet olabilir ama bunu da normalleştirme adına diyemeyiz.

Ne diyelim.

Hiçbiri olmasın diyelim.

Aile içi çoklu ilişkileri, senaryo ile çoluk çocuk seyreden tüm ailelerin evine sokmamak ve gözünün içine sokmamak gerekiyor.

Doğa'nın görümcesinin kocası Firaz'a, kendi kocasının yanında, aile yemek masasında telefonla mesajlaşması mide bulandırıcı.

Doğa'yı, kocasının kardeşinin kocasına yürüyecek kadar yazan senaristin kafa yapısına bakmak lazım.

Ve tek şerefli, dürüst, saygılı ve karısını aldatmayan bir adam vardı, Mustafa onu da ruh hastası olarak göstermek, muhafazakar bir ailede neyi anlatmak istiyorsunuz sorusunu akla getirir.

Evet dizi bu.

Evet hikaye bu.

Ama prime time'da yayınlanan ve çok seyredilen bir dizi.

Ama dizide, yarattığınız ilişkilerin adını aşk koyamazsınız ve aşk diye anlattığınız aşk değil.

Bu anlatımla her şey normalleşir ve sizin insanlara anlattığınız bu hikayeden, ne anladıklarını bilmek zorundasınız.

3 sezondur yazdığınız senaryoya, aile içi çoklu ve uygunsuz çarpık ilişkilere kimse ses çıkarmadı.

Ama bu olmadı.

İtiraz eden, rahatsız olan insanları suçlayamazsınız.

Adı üzerinde toplum ahlakı var ve rahatsız olan çoğunluk var.

Ve geleceği emanet edeceğimiz çocuklara, aydınlık ve temiz yarınlar teslim etmek lazım.

Ayrıca, erkeklere olan kadın güvenini de yok etme çabanız da çok fazla.

"Ömrümde senin kadar kimseye aşık olmadım" diyen ve telefonunu Nursema'ya emanet eden Firaz'ın 2. yedek telefonu varmış.

Ne diyelim, bütün erkeklerden soğuyalım ve erkekler kapatılsın mı diyelim.

Adı Kızılcık Şerbeti bile olsa bu aile içi çoklu ilişkiler hikayesi ve karmaşası çok fazla.

Ya da adı "Kızılcık Şerbeti" değil "etresler şerbeti" bile olsa, aile içi çoklu ilişkiler karmaşası fazla.