Ekim ayında New York, dökülmüş sarı yapraklarla sonbaharın en güzel halini yaşarken, enerji dolu dinamik yapısını da korur. Bu dönemde New York'u keşfetmek tüm yıl size yetecek kadar enerjiyi depolamanızı sağlayacaktır. Peki, sonbaharda bu büyüleyici şehirde neler yapılır Gelin, New York'u adım adım keşfedelim
New York'u keşfetmeye nereden başlanır Aslında bu şehri keşfetmek için doğru ya da yanlış bir yol yok, çünkü her köşesi ayrı bir macera sunar. İster şehri tepeden izleyerek başlayın, ister Central Park'ta yapraklar arasında kaybolun; isterseniz bir sanat galerisinde modern sanatın derinliklerine dalın ya da sokaklarda ünlü bir sandviçin tadını çıkarın. Tekneyle Brooklyn'e geçip şehri nehirden izlemek mi O da var! Merak etmeyin, New York'ta her an, sizi bir sonraki keşfinize hazırlayan müthiş bir başlangıçtır. Sonbaharın büyülü atmosferi, şehrin dinamizmiyle birleştiğinde ortaya unutulmaz bir deneyim çıkar. Ekim ayında New York, sizi hem dinlendirir hem de kışa enerjik bir başlangıç yapmanıza olanak tanır.
ŞEHRİ KEŞFE TEPEDEN BAŞLA!
New York'a geldiğinizde şehri tanımanın en keyifli yollarından biri, ona yukarıdan bakmaktır. Manhattan'ın muazzam siluetini izleyerek, şehrin dinamiğini daha yakından hissedebilirsiniz. Bu deneyim için en iyi adreslerden biri Rockefeller Center'daki Top of the Rock ya da modern mimarisi ve göz alıcı manzarasıyla Summit One Vanderbilt'tir. Bu iki teras, New York'un en etkileyici panoramik manzaralarını sunar. Hem gün batımı sırasında hem de gece ışıkların altında şehrin büyüsüne kapılabilirsiniz. Şehri bir rooftop'tan izlemek, Manhattan'ın sokaklarındaki koşuşturmayı farklı bir bakış açısıyla yakalamanızı sağlar.
DOĞANIN İÇİNDE BİR MOLA: CENTRAL PARK YÜRÜYÜŞÜ
New York'un kalbi olan Central Park, sonbaharda adeta büyülü bir tabloya dönüşür. Ağaçların altın sarısı yaprakları dökülürken, parkta yapacağınız bir yürüyüş hem huzur verici hem de keyifli bir deneyim olacaktır. Parkın dört bir yanında yer alan canlı jazz konserleri, yürüyüşünüze ayrı bir keyif katar. Sonbaharın melankolik havası, bu tür müziklerle daha da anlam kazanır. Central Park, sadece yürüyüş için değil, aynı zamanda piknik yapmak, bisiklet sürmek veya bir sandviçle manzaranın tadını çıkarmak için de harika bir yerdir.
BROOKLYN'E FERİBOTLA YOLCULUK
Manhattan'dan Brooklyn'e geçmenin en keyifli yollarından biri feribot yolculuğudur. Üstelik sadece 4 dolar gibi bir ücret karşılığında, Doğu Nehri boyunca muhteşem manzaralar eşliğinde bir yolculuk yapabilirsiniz. Bu yolculuk sırasında Manhattan'ın siluetini uzaktan görme fırsatınız olur ve şehir fotoğrafları için en ideal açıları yakalayabilirsiniz. Dumbo bölgesinde bir yürüyüş yaparak tarihi ve modern mimarinin iç içe geçtiği sokakları keşfedebilir, ardından Squibb Park'ta gün batımının tadını çıkarabilirsiniz. Burada çekilen gün batımı fotoğrafları, New York'un bir başka unutulmaz hatırası olarak size kalacaktır.
FİNANS MERKEZİ VE WALL STREET'TE BİR GEZİNTİ
New York'un simgelerinden biri olan Wall Street, finans dünyasının kalbinin attığı yerdir. Burada dolaşarak ünlü Wall Street tabelası ile bir fotoğraf çekebilir, New York Borsası'nı görebilirsiniz. Borsanın olduğu bu bölge, sadece finans dünyasının merkezi olmakla kalmaz, aynı zamanda New York'un tarihiyle de iç içe geçmiş bir yerdir. Sokaklarda gezerken, şehrin iş dünyasındaki yerini daha yakından hissedebilirsiniz.
YEME İÇME KÜLTÜRÜ KEŞFEDİLMELİ
New York, sadece gezilecek yerleriyle değil, aynı zamanda dünyanın en zengin yeme içme kültürüyle de bilinir. Şehirdeki Michelin yıldızlı restoranlar, dünyanın en iyi şeflerinin imzalarını taşıyan lezzetler sunar. Eğer gurme bir deneyim yaşamak isterseniz, bu restoranlardan birini tercih edebilirsiniz. Ancak New York'un en iyi yanlarından biri, sokak lezzetleridir. Her köşe başında bulabileceğiniz fast food tezgahlarında, şehrin yerel lezzetlerini denemek oldukça keyiflidir. Özellikle Katz's Delicatessen'de yiyeceğiniz meşhur sandviç, New York ziyaretinizde atlamamanız gereken bir deneyimdir.

91