Bilbao, İspanya'nın kuzeyindeki bir cevher, sadece güneşli sahilleriyle değil, aynı zamanda modern mimarisi, zengin kültürü ve canlı atmosferiyle de büyülüyor. Guggenheim Müzesi'nin ikonik titanyum kıvrımları, şehrin çarpıcı siluetine damgasını vururken, dar sokaklarda gizlenmiş tarihi hazineler keşfedilmeyi bekliyor
Bir yandan Güney Ege'nin büyüleyici koyları ve serinletici denizi, diğer yandan Bilbao'nun dinamik kültürü ve lezzet durakları... Peki, hangisi gerçek bir "mucize" sunuyor Ben tercihimi Bilbao'dan yana kullanıyorum. Bilbao, İspanya'nın kuzeyindeki Bask Bölgesi'nin incisi, sadece güneşli sahilleriyle değil, aynı zamanda modern mimarisi, zengin kültürü ve canlı atmosferiyle de büyülüyor. Guggenheim Müzesi'nin ikonik titanyum kıvrımları, şehrin çarpıcı siluetine damgasını vururken, dar sokaklarda gizlenmiş tarihi hazineler keşfedilmeyi bekliyor. Kentin içindeki kırsal unsurlarla dolu bir şehir manzarasında keşfedilecek, görülecek ve yenilecek pek çok şey bulmak mümkün. Solunuza bakarsanız, eski bir cadde boyunca sessizce kayıp giden fütüristik bir tramvay göreceksiniz; sağda ise pastel tonlarında, zamanında inşa edilmiş gibi görünen, çatlak binalar sıralanıyor.
Guggenheim Müzesi, modern manzaranın büyük bir kısmını kaplıyor; suyun üstünde asılı olan gümüş kaplamalı mimarisi ve yemyeşil dağlarla çevrili. Bu yapı, kırmızı kemerleriyle La Salve köprüsü ve keskin beyaz, katmanlı Zubizuri yaya köprüsüyle birlikte mükemmel bir manzara oluşturuyor. Bilbao'nun her köşesi, görsel olarak etkileyici ve garip bir sürpriz sunuyor. Eski tarz balık pazarları, gözlerinizi bir an için kapatsanız kaybolacak gizli lüks butikler ile birleşiyor. Ancak belki de Bilbao'nun en güzel yanı, şehrin ve özellikle de kesinlikle arabalı ziyaret etmeye değer olan kenarlarının büyük ölçüde turistlerden etkilenmemiş olması. Burada, İngilizce veya İspanyolca konuşan birini pek duymazsınız. Yerel halk Baskça konuşuyor ve şehrin en turistik bölgeleri (örneğin, Guggenheim) bile, New York City'deki yoğun sezonlardaki cazibe merkezleri kadar kalabalık değil. Bu büyüleyici şehri ve çevresini keşfetmek için birkaç hafta geçirebilirsiniz, ancak mutlaka ziyaret edilmesi gereken bazı yerleri sizin için derledim.
Museo Guggenheim
Sanat veya tasarım meraklıları için kesinlikle görülmesi gereken bir yer olan Guggenheim Müzesi, kalıcı olarak sergilenen dünya çapında eserlerle dolu. Dışarıda dev bir Jeff Koons köpek heykeli, fotoğraf çekimlerine olanak sağlıyor. Binanın diğer tarafında, su kenarında Louise Bourgeois'nın dev örümcek heykellerinden biri bulunuyor. Müzede Richard Serra'nın The Matter of Time adlı heykel seti sergileniyor.
Mercado de la Ribera
2.47 dönüm alana sahip olan Mercado de la Ribera, taze meyve, sebze, balık, mantar, peynir, sosisler, şarküteri ürünleri ve mevsimlik etler için dev bir cennet. Bu alan, Bilbao'nun en eski ve Orta Çağ'dan kalma bölgesi olan Casco Viejo semtinin yanında, nehrin kenarında yer alıyor. Güneşin doğuşunu izleyerek, satıcıların sunduğu tüm yiyeceklere göz atabilir ve yerel halkın, kendi akşam yemekleri için malzeme ararkenki heyecan dolu yüz ifadelerini izleyebilirsiniz. Ancak saatleri kontrol etmeyi unutmayın; Bilbao'da siesta gerçektir.
Restaurante Mina
Mercado de la Ribera'nın tam karşısında, nehrin diğer tarafında, Bilbao'nun Michelin yıldızlı restoranlarından biri yer alıyor. Restoran, 30 kişiden az kapasiteli olduğundan, önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Mina, örümcek yengeçten tutun da, kemik iliği keki ile tropikal meyve emülsiyonuna kadar çeşitlilik gösteren tadım menüleri sunuyor. Aslında, restoranın taze balıklarının çoğu, karşıdaki Mercado de la Ribera'dan aynı gün satın alınıyor. Menü günlük olarak değişiyor ve oldukça makul fiyatlı. Düşünün ki: 14 tabaktan oluşan bir ziyafet için 100 euro.
Santiago Katedrali
Bilbao'nun en iyi özelliklerinden biri, eski ve yeni mimarinin karışımıdır. Şehrin merkezinde yer alan Santiago Katedrali, Bilbao'nun en eski binası olarak kabul ediliyor ve 15. yüzyılda inşa edilmiştir. Şık gotik mimarisi, kemerli tavanları ve kapıları ile yüksek kulelerini görmek için mutlaka ziyaret edilmeli; ardından Casco Viejo'nun dar sokaklarını keşfe çıkmalısınız.
Choses de Femme
Bilbao, moda sahnesi ile çok bilinmemektedir, ancak yan sokaklarda gizli şık butikler bulmak mümkündür. Choses de Femme, ünlü markalardan yüksek kaliteli ayakkabılar, çantalar ve aksesuarlar sunuyor. Burada bulunan parçalar, minimalist ve giyilebilir bir karışım olarak değerlendirilebilir.
La Barraca

96