80. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun paradoksları

Yine buradayım. New York'ta, Birleşmiş Milletler'in kalbinde, 80. Genel Kurulu'nun tam ortasında. Her sene olduğu gibi bu yıl da sahne aynı; kürsülerden yükselen "barış" vurgulu konuşmalar, bahçesinde "peace" kelimesiyle donatılmış heykeller, sloganlar, anıtlar. Ama aynı zamanda dışarıda hâlâ devam eden savaşlar, işgaller, krizler. Bu yıl Filistin'in tanınması yönünde mesajlar arttı; Gazze için çok güçlü açıklamalar yapıldı. Peki bugüne kadar neden sustular Neden bu kadar geç kaldılar İşte BM'nin temel paradoksu burada yatıyor:

"Barış"ın başkentinde, savaşın gölgesinde toplanmak. Ama dünya basınına bu toplantı nasıl yansıdı İşin ironisi tam da burada. Trump'ın merdivende duraklaması, prompter'ın bozulup onu şikayet etmesi, Meloni'nin, Şara'ya bakışları ya da Macron'un yolda kaldığında Trump'ı araması. Sanki asıl manşetler, diplomasi tiyatrosunun magazinleşmiş sahnelerine ayrıldı. Bir liderin ayakkabısı, diğerinin jesti, kim kiminle tokalaştı, kim kimi görmezden geldi... Barış çağrıları magazin başlıklarına yenildi.

Birleşmiş Milletler binasının bahçesinde barış temalı mesajların arasında dolanıyorum ve yanımdaki diğer ülkelerden gazeteci arkadaşlarıma sormadan edemiyorum. Eğer dünya basını, Gazze için yükselen güçlü seslerden çok Trump'ın merdiven krizine ya da Macron'un yolda kalmasına odaklanıyorsa, biz gerçekten neyi konuşuyoruz BM sahnesi, barış için mi, yoksa global magazin için mi varlığını sürdürüyor Filistin'i tanıdığını açıklayan ülkeler bugüne kadar neden sessizdi Mesela gerçekten uluslararası sistem "barış" için mi çalışıyor Kendi izlenimim şu: Tüm bu karmaşanın içinde Türkiye'nin gücü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hitapları gerçekten etkiliydi. Birçok ülke başkanının konuşmasını dinlemiş biri olarak söyleyebilirim ki Washington'daki Trump ve Erdoğan buluşması sonrası Türkiye artık sahnenin tam merkezinde.

EN ABSÜRT ANLAR
İlginç ve hafif absürt bir an: Macron, UN Genel Kurulu'ndan çıkarken bir kavşakta takılı kaldı. Bunun nedeni ise Trump'ın motor karnavalı trafiğini dondurmasına bağlandı. Örneğin Washington Post, "merdiven / prompter krizinden sonra Trump, BM'yi suçladı" başlığıyla verdi.

GÜVENLİK MESELESİ
Bu yıl "daha fazla güvenlik" dediler, ama aslında daha çok hata ve panik yaşandı. Kimi liderler konvoylarının yönlendirilmesinde karışıklık yüzünden toplantılara geç kaldı. Macron'un Trump yüzünden trafikte sıkışması, bunun en absürt örneğiydi. Polis her yere bariyer koydu ama asıl güvenlik boşluğu, BM binası içinde oldu: Teknik aksaklıklar, teleprompter sabotaj iddiaları, ses sistemi sorunları...