Tepki çeken görüntüler sonrası bir soru... Türkiye'ye gelen turist ne kadar kaliteli

Son birkaç gündür Marmaris'ten gelen görüntüler özellikle sosyal medyada büyük tartışma konusu. İzlemeyen kaldıysa anlatayım, bir restoranda çalışan 20'li yaşlardaki gençler, "dans" diye müstehcen figürler sergiliyor ve haklı olarak bu tür işletmelerin ülkemizi kötü tanıttığı, turizme zarar verdiği söyleniyor. Yoruma katılmamak mümkün değil ancak bu saçmalık da daha dün başlamadı. Bodrum, Kuşadası, Fethiye, Alanya birçok tatil beldesinde durum benzer. Çoğu sezonluk çalışan bu gençlerin bir amacı çalıştıkları işletmeye para kazandırmakken bir diğer amaçları da o turistlerden biri ile evlenip, Avrupa vizesi almak! Ki Alanya'da başlayan 17 yaşındaki Maraşlı garson Musa ile 13 yaşındaki İngiliz Sarah'ın aşkını hatırlayanlar olacaktır. Dolayısıyla Marmaris'in neden abartıldığını anlamamakla beraber şunu da sormak isterim; Türkiye'ye, sosyal yardımlarla geçimini sağlayan, orta-düşük sınıf turistten ziyade, "kaliteli" turist gelmiyor mu, gelmesi için ne yapılmalı

KALİTELİ OLUNCA DA 'VAY BU KADARA SATILMAZ' DENİLİYOR
1991 Mesut Yılmaz kabinesinin Sağlık ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı'yı aradım. "Kaliteli" değil "daha çok para harcayan turist" tabirinin daha doğru olduğunu söylüyor ve "İki görüntüye bakarak Türkiye'nin turizm açısından 'kalitesiz' olduğu gibi bir söyleme varmak yanlış olur" diyor. Şu yorumu yapıyor: "Bodrum, Marmaris açıklarına ve hatta İstanbul'dan Hatay'a kadar marinalara demirleyen yatlara bakın. Geceliği en ucuz 15-20 bin liralara demirleyen yatlar var. Para harcayan turiste hizmet veren çok sayıda restoran, otel, eğlence mekânı vs. de var. Bu da ciddi bir kazanım. Ancak o zaman da laf söyleniyor. Bunun en klasik versiyonu şu, 'Bodrum'da bir lahmacun nasıl 2 bin 500 lira olur' Turiste kaliteli hizmet verdiğinde de 'Vay bu kadara satılır mı' şikâyet ediliyor. Arz-talep meselesi olduğu unutuluyor ve o paraya o lahmacun gayet de satılıyor. Ürettiğiniz hizmet illa tüm gruplara hitap edecek diye bir şey yok! Dünyada da böyle. Elbette denetim ve kurallar olmalı ama 'para harcayan turist yok' demek de tüm tatil beldelerimizin 'kötü' olduğu gibi bir yorum da doğru olmaz."

GELEN TURİST SAYISI DEĞİL TURİSTİN NİTELİĞİ ÖNEMLİ
Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) Onursal Kurucu Başkanı Serdar Karcılıoğlu da benzer görüntülerin son 30 yıldır bazı tatil beldelerinden bu ve benzeri görüntüler gelmeye devam ettiğini belirterek, "Türkiye, turizmde tam anlamı ile hak ettiği noktaya bir türlü varamadı" yorumunu yapıyor ve diyor ki: "Böylesi bir coğrafyada yaşıyoruz ancak devlet eliyle hazırlanmış bir turizm politikamız yok! Oldum olası böyleydi. 1980'li yıllarda merhum Turgut Özal zamanında başlatılan turizm atağının ucunu bırakalı maalesef uzun zaman oldu. Bugün önümüzde duran bu manzara da işte bunun bir neticesi. Turizmcinin 3., 4. sınıf olarak nitelendirdiği, kendi ülkelerinde devletin sosyal yardımı ile geçinen, cebinde pek de parası olmayan yabancı turist için Türkiye, üzücü şekilde pek çok açıdan, çok uzun zamandır bulunmaz 'cennet.' Bu sebeple gelen yabancı turist sayısına değil de gelen turistin niteliğine odaklanmamız gerekmekte. Önce bu düzeltilmeli."

Haberin Devamı

KURAL VE DENETİMLER ŞART

Haberin Devamı

Peki nasıl Yanıtı şu: "Bunun ilk yolu her şey dahil sistemini kaldırmak ya da yenilemekten geçmekte. Bunu düzeltmedikçe, üç kuruşa da olsa 'ne olursan ol gel' mantığı ile hareket etmeye devam ettikçe, 'paralı', 'zengin', 'üst sınıf' turist de gelmez.