Sinemaya dönüş mü bu... 2 haftada gişe rekoru kırdı seyirci yüzde 50 arttı

Geçen ağustosta, pandemi sonrası bir türlü eski başarısını yakalayamayan sinema sektöründe 2025'in ilk yarısında sinema izleyicisinin son 10 yılın en düşük seviyesinde olduğunu yazmış ve şunu sormuştum; "Sinemayı eski günlerine nasıl döndüreceğiz" O gün konuştuğum yapımcı ve sinema yazarlarının birleştikleri noktalardan biri de sinemaseverleri salona çekecek kalitede "güçlü" filmlerin yapılmadığıydı. Demişlerdi ki "Gidilecek film olursa seyirci gider." Demek doğruymuş. Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit'in başrollerini paylaştığı 'Yan Yana' filmini izledim. Gişede çok uzun bir sıra vardı, ki film de Box Office Türkiye rakamlarına göre 2. haftasında (29-30 Kasım hafta sonu dahil değil) toplamda 1 milyon 100 bin seyirciye ulaştı. Şimdi sorum şu; kaliteli filmler arka arkaya vizyona girmeye devam ederse Türk sineması yeniden şahlanır mı


İZLENECEK FİLM OLUNCA SEYİRCİ PEKALA SALONA DÖNER

Çağatay Ulusoy ve Elçin Sangu'nun vizyondaki "Uykucu" filmi, 2 haftada yaklaşık 674 bin seyirciye ulaştı.

Çağan Irmak'ın yönettiği ve Yeşilçam efsanesi Adile Naşit'e Meltem Kaplan'ın hayat verdiği "Adile" ise bu cuma, 5 Aralık'ta vizyona girecek.

Bitmedi...

Hemen ardından, 12 Aralık'ta Yüksel Aksu'nun yazıp yönettiği, Ozan Akbaba'nın başrolünde yer aldığı "Bak Postacı Geliyor" sinemaya.

Geçtiğimiz ay çekimleri tamamlanan, Giray Altınok ve Kerem Özdoğan'ın başrolünde yer aldığı ajan komedisi D.I.S.C.O. ise 1 Ocak 2026'dan itibaren sinemalarda seyirciyle buluşacak.

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer'in başrollerini paylaştığı "Yan Yana" ise 2. haftasında 312 bin seyirciye ulaşarak rekor kırdı, açılış haftasına göre yüzde 52,9'luk artışla "Ayla" filmini geride bıraktı. Sinema tutkunları ile sinema salonu yatırımcılarının bir nebzede olsa yüzü gülüyor.

Haberin Devamı

HENÜZ FARK KAPANMADI

Ağustos ayında röportaj yaptığımda "Salona seyirci çekecek kadar 'büyük', 'kaliteli' Türk filmleri olursa seyirci de pekâlâ salona döner" diyen ve gişe rakamlarına bakınca yorumunda pek de yanılmadığını söyleyebileceğim, "Yan Yana" filminin yapımcısı Muzaffer Yıldırım'ı aradım: "Pandemi öncesi sinema salonu sayısı ile şu anki sayı arasında fark var. O zaman kapanan salonlar hâlâ açılmış değil. (TÜİK verilerine göre 2018'de 2 bin 858 olan salonsayısı 2021'de 2 bin 398'e düştü. Bu sayı, 2024'te yeniden 2 bin 618'e yükseldi.) Yanı sıra pandemi ile seyirci sinema alışkanlığını kaybetti, seyirciyi maalesef dijitale kaptırdık. Ama ben sana da çevreme de hep aynı şeyi söyledim; 'Sinemayı ancak 'iyi' filmler kurtarır. Gidilecek film olursa seyirci gider.' Bak! Öyle de oldu" yorumunu yapıyor ve
şöyle devam ediyor:

KALİTELİ FİLMLERİ DOĞRU ZAMANLAMA İLE ÇIKARMAYA DEVAM

"Bir noktada sinema endüstrinin dijitale ya da açık kanallara kalmasından hayli endişelendik. Çünkü bu, sinema endüstrisinin daralması demekti. Oysa biz; yapımcılar, yönetmenler, oyuncular, sektör çalışanları, hepimiz aynı teknedeyiz. Bu hem biz hem Türk sineması adına felaket olabilirdi. Bir yandan da önümüzde ABD örneği vardı; pandemi ile kaybedilen seyirci Barbie, Oppenheimer, John Wick, Avatar gibi, 'kaliteli' ve 'güçlü' filmlerle yüzde 90 oranda geri gelmişti. Bizim tek eksiğimiz ise benzer şekilde, seyirciyiyeniden salona çekecek güçlü filmlerdi. Bugün, 'Yan Yana' ile buna bir katkı koymuş olmaktan çok mutluyum. Bana ulaşan ve salonunun kirasını, elektriğini ödemekte dahi güçlük çeken sinemacılar da 'eski günlere dönüyoruz' mutluluğu içinde. Bundan sonra yapmamız gereken şu; 'güçlü', 'kaliteli', yeni filmlerimizi doğru zamanlama ile çıkarmaya devam etmek.