Orman yangınları neden faciaya dönüyor... Son 10 yılda 2 kat arttı

Son 1 ayda çıkan orman yangınlarında 'ciğerlerimiz' yandı. Orman işçisi ve gönüllüsü 17 kişi hayatını kaybetti. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de son 10 yılda orman yangınları iki kat artmış. 2015-2024 yılları arasında ortalama 2 bin 732 orman yangını çıkarken, her yıl 25 bin 762 hektar alan da zarar görmüş. Oysa son iki yılda yangınla mücadele filomuz da iki katı büyümüş. 27 uçak, 105 helikopter, toplam 132 hava aracımız var. Su atma kapasitesi 73 bin tondan, 438 bin tona çıkmış. 14 insansız hava aracı ve 2 bin 742 ilk müdahale, 1786 arazöz, 831 iş makinesi, sahada ise 25 bin personel ve 131 bin gönüllü görev yapıyor. Sorum şu; geçmiş yıllara göre filomuz daha geniş olmasına rağmen nasıl oluyor da bu yangınlar bir faciaya dönüşüyor.

KAYNAKLAR HAVA ARAÇLARINA DEĞİL ELEMAN ALIMI VE EĞİTİME HARCANMALI

"Çünkü" diyor Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi öğretim üyesi, Prof. Dr. Ertuğrul Bilgili, "Eleman kapasitesi, eğitim, tecrübe açısından eksiklikler var." Şöyle detaylandırıyor: "Her yangından sonra aynı şey, 'Yeterli ekipmanımız, uçağımız yok!' Hayır, var. İnsanlar zannediyor ki hava araçları arttığında yangın daha çabuk söndürülecek ve bir daha da çıkmayacak. Yanlış! Orman yangınlarında eş zamanlı olarak ancak 5-6 uçak, helikopter kullanabilirsin. Çünkü çarpışma, düşme riski büyük, fazlası hava trafiğini tehlikeye sokar. Bizim 132 hava aracımız var, o bile çok. 70-80 adet yeter aslında. Ancak kamuoyu baskısı o kadar fazla ki... Oysa bütçe yangın çıkmaması, tahribatın az olması için harcanmalı. Teknik donanım ve kaynak ne kadar fazla olursa olsun o kaynağı kullanmayı bilen yeterli, eğitimli ve tecrübeli elemanlar yoksa büyük kaynaklara sahip olmanın bir anlamı da olmaz. Eleman eksiğimiz büyük. Tüm bunlara yön verecek teknik personel de iyi eğitimli-deneyimli olmalı."

Haberin Devamı


'YENİ' NORMALE ALIŞMALIYIZ

İklim değişikliğinin artık kabul edilmesi gereken bir vaka olduğunu da belirten Prof. Dr. Bilgili, bugün dünyada da orman yangınlarının her yıl, önceki yıla göre arttığı ve 'afet' boyutunda yaşandığını söylüyor ve diyor ki: "Dolayısıyla artık bu 'yeni' yangın normaline alışmak zorundayız. Uzun süreli kuraklık ve olağan dışı hava halleri sebebiyle oluşan, şiddetli, tahripkâr ve hızla ilerleyen yangınlar var artık. Yağış az. Baraj doluluk oranları Batı Karadeniz'de yüzde 30, İzmir'de yüzde 10'a düştü. Yağış az olunca yanıcı maddelerin nem azlığı da düşer ve büyük bir yangın bekleriz. Haziran sonundaki yangınlar buna bir örnek. Buna göre önlemler almalıyız. Kamuoyunda düşünüldüğü gibi her yangına müdahale ihtimali de yoktur! Özellikle alevlerin insan boyunu 3-5 metre aştığı yangınlara su sıkarak müdahale edilemez. Bu yangınlara yangından belirli mesafeden şeritler açılarak, bu şeritlerden de arasözlerle kenardan yakıp, yangına doğru şerit genişleterek dolaylı müdahale edilebilir. 'Yeni' yangınla mücadele normumuz bu olmalı. Ama bunun kabul edilmesi noktasında da sıkıntı var."

Haberin Devamı

BECERİKSİZLİK DEĞİL, HER YANGINA MÜDAHALE EDİLEMEZ

"Bir de dolaylı yoldan da olsa müdahale edilemeyecek yangınlar vardır. 2 sene önce Kanada'da bir sezonda 18 milyon hektar alan yandı. Amerika'da 3 ay sürdü yangınlar. Bir yangının kendi kendine sönmesi beceriksizlik değildir. Demek başarılamayacak bir durum var ortada. Eğer bir yangına dokunulmuyorsa dokunulmaması gerektiği içindir. Hamasi söylemler bir işe yaramıyor. Burada bir eleştirim şu; bizde ciddi bir iletişim problemi var. Yangınla mücadelenin patronu OGM'dir. Ancak görevli olmayan, teknik açıdan yetersiz insanların müdahalesi çok! Bu iş bu kadar fazla müdahaleyi kaldırmaz. Artık bunun anlaşılması gerekir."

Haberin Devamı

ORTAKLAŞA VE PLANLI ŞEKİLDE HAREKET EDİLMELİ

Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara ise soruma "Çünkü ortak akılla hareket edilmiyor" yanıtını veriyor ve ekliyor: "Büyükşehir- ilçe belediyeler, OGM, Jandarma, AFAD ve sivil toplum örgütleri, halkı da işin içine katarak, ortaklaşa- planlı şekilde çalışmalı.