37 yaşındaki Yılmaz Akman birlikte yaşadığı, kendisinden 18 yaş küçük ve hamile olan Sudenaz'ı 3 yaşındaki oğlunun gözü önünde hem de demir sopayla öldüresiye dövdü. Vahşet anlarının görüntüsü sosyal medyaya düştü. Video yürek burksa da izledik ve de adamın yaptıkları ne kadar dehşet verici ise çevredekilerin kılını bile kıpırdatmadan o vahşeti izlemesi daha büyük dehşete düşürdü bizi. "Sezar'ın hakkı Sezar'a." 60'larında bir beyefendinin gösterdiği cesaret sonrası başkaları da harekete geçti ve Sude Naz kurtarıldı. Şimdi sorum şu: Kadına şiddeti bu kadar mı kanıksadık, niye gözümüzün önündeki şiddete müdahale etmiyoruz Neden korkuyoruz
İNSANLIK ÖLMÜŞ DEDİRTTİLER
"İnsanlık ölmüş mü" sorusu ile aradım kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet konusunda çalışan Avukat Selin Nakıpoğlu'nu. Cevabı şu: "Ölmüş net! Küçük bir çocuğun gözü önünde bir erkek, bir kadını, gündüz vakti hem de herkesin gözü önünde öldüresiye dövüyor ve herkes izliyor. O kadın darp edilirken izleyen herkese yazıklar olsun! İnsanlıklarından utansınlar. Kadın hamileymiş. Olsun, olmasın fark etmez! Erkek şiddeti için ekstra sebeplere gerek yok. O vahşete tek itiraz eden kadının küçük çocuğu... Sonra yaşlı bir erkeğin müdahalesi geliyor. Oysa Türk Ceza Kanunu (TCK) 278. Madde, tüm vatandaşlara suçu bildirme yükümlülüğü vermekte: 'İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi kişiler 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıDEVLET GÜVENCE VERSİN
"Ancak davalarımdan da bildiğim üzere mahkeme aşaması, öncesi ya da sonrasında tanıklıklar, 'sanık ya da sanık yakınları ile sorun yaşarım, tehdit edilirim, karşı karşıya kalırım' gibi
endişelerle şahitlik yapmak istemiyor, müdahalede bulunmuyor. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' bakış açısı var. İnsanlık madem bu denli karaborsaya düştü o zaman ceza yasasındaki ilgili madde de yükseltilsin. Bu gibi durumlarda vatandaşın yaşadığı 'güvenlik endişesi' de devlet tarafından acilen giderilmelidir."
BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN
Münevver Karabulut, Pınar Gültekin davalarının da avukatı, Dr. Rezan Epözdemir, olayın etik ve hukuki boyutu olduğunu belirterek, diyor ki: "Etik olarak, toplumumuzda 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' felsefesi hâkim durumda maalesef. Bu tarz şiddet vakaları kanıksanmış, içselleştirilmiş. Yanı başlarında vahşice işlenen şiddete bile müdahale etmiyor etmekte tereddüt ediyor insanlar. 'Kadın- erkek arasında yaşanan olağan bir durum' gibi görülüyor. Bu, çok tehlikeli olduğu gibi kabul edilebilir bir durum da değil. İnsanın, insan olma vasfından dolayı gereğini yapması lazım gelir."
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıANAHTAR KELİME 'ORANTILI' MÜDAHALE
Sosyal medya diyor ki: "Müdahale edelim de Kadir Şeker gibi hapis mi yatalım" Şeker, sevgilisini darp ettiğini düşündüğü Özgür Duran'ı bıçakla öldürmüş, 10 yıl 10 ay ceza almıştı. Şimdi sorum şu: "Bir olaya müdahale ederken sınır ne olmalı" Dr. Epözdemir'in yanıtı şu: "TCK 25. maddede ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran ya da azaltan, eski tabir ile 'meşru müdafaa' dediğimiz yasal kurallar var. Meşru savunma, kişinin kendi ya da başkasına yöneltilmiş haksız bir saldırıyı, o anki durum- imkanlarla 'orantılı' şekilde engellemek için yaptığı eylemdir. Saldırıyı defetmek için 'orantılı' karşı güç kullananlar meşru müdafaa hükümleri gereği ceza almaz. Ki TCK 27. maddesi 'maruz kaldığı haksız saldırının etkisi altında, makul görülebilecek bir heyecan, korku ve paniğe kapılarak meşru müdafaa sınırlarının aşılması halinde dahi faile ceza verilmez' diyor. Burada anahtar kelime 'orantılı' müdahale.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıVATANDAŞLIK GÖREVİ
"Örneğin kendisine yumruk atan birini, silahla öldüren kişi 'orantısız' bir müdahalede bulunduğu için meşru müdafaadan yararlanamaz, haksız tahrik indiriminden faydalanabilir. Kadir Şeker