Kadına şiddet mesajı verip Yılmaz Güney'i savunmak olur mu

Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü alan Nur Sürer, ödülü alırken yaptığı konuşmada "Kadınlardan elinizi çekin" diyerek son yıllarda gittikçe artan erkek şiddetine ve İstanbul Sözleşmesi'ne dikkat çekti.

Buraya kadar büyük bir alkış... Ancak hemen sonrasında ödülünü, kadınlara şiddet uyguladığını bildiğimiz ve bir hâkimi öldürmekten 5 yıl hapis yatan, Türk sinemasının 'efsane' ismi Yılmaz Güney'e adadı. Bu konu daha önce gündeme gelmiş, oyuncu Farah Zeynep Abdullah ile piyanist Fazıl Say ciddi bir tartışma yaşamıştı. Ama bir kez de ben sormak isterim: Kadına şiddet uygulayan erkek "efsane" bir sanatçı olunca suçu hafifler mi İbrahim Tatlıses'e "kadın döven adama ödül verilmez" diye ayağa kalkanlar 'fail' kendi mahallelerinden olunca susuyorlar mı

FAİL 'BİZİM' MAHALLEDEN İSE SUSACAK MIYIZ

Dünyaca ünlü yıldız Pamela Anderson, şarkıcı eşi Tommy Lee, Whitney Houston ise şarkıcı eşi Bobby Brown'dan şiddet gördüğü gerekçesiyle boşandı. Dünyaca ünlü şarkıcılar Tina Turner ve Rihanna da o dönemki erkek arkadaşlarından şiddet gördükleri için hastanelik olan ünlüler. Ünlü yapımcı Harvey Weinstein ile başlayan taciz suçlamaları Oscar ödüllü aktörler Kevin Spacey ve Dustin Hoffman'a uzanmış durumda. Yönetmen Roman Polanski hüküm giymiş bir çocuk tacizcisi. Liste uzayıp gider...

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Dönelim ülkemize... "Beni kollarımdan tutup sürükledi. Bir yandan araba kullanıyor, bir yandan da beni tokatlıyordu." Gözü mosmor ve yüzü yara bere içinde tüm olanları ağlayarak anlatan kadın o dönem İbrahim Tatlıses ile beraber olan Perihan Savaş'tı. Fikret Hakan'ın bir dönem eşi olan ünlü sanatçı Hümeyra'ya, Müslüm Gürses'in Muhterem Nur'a uyguladığı şiddeti magazinin tozlu arşivlerinden okuyabilirsiniz. Ancak erkek şiddeti konuşulurken ne zaman Yılmaz Güney adı geçse konu bir yerde fena şekilde tıkanıyor.

HER ŞİDDET FAİLİ TARTIŞILMALI VE YAPTIRIMA MARUZ KALMALI

Yıllarını kadın mücadelesine adamış, feminist Avukat Selin Nakıpoğlu diyor ki: "Her şiddet faili tartışılmalı ve mutlaka birtakım yaptırımlara maruz kalmalıdır. Sosyal ortamlardan dışlanma, öz eleştiri mekanizmasının çalıştırılması, sivil toplum kuruluşları ya da siyasi partilerde kuralların işletilmesi ve yaptırım uygulanması gibi. Şiddet uygulayan erkeklerin yetersizlik duygusu ile baş edemediği, kendilerini eksik gördükleri için şiddeti bir çıkış yolu olarak gördüğü, karşısındakini güçsüzleştirdikçe kendisini güçlü hissettikleri malum. Peki şiddet uygulayan tanıdığımız bir erkekse Mesela aynı partide, dernekte omuz omuza yol yürüdüğümüz biriyse, akrabamızsa... Susacak mıyız"

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

SUSANLAR O KADAR ÇOKLAR Kİ

"Susan insanlar o kadar çok ki... 'Bu şiddettir' diyenler maalesef azınlıkta. Başkasının başına gelince hak savunuculuğu yapmak kolay. Yanı başındaki şiddete karşı duruş sergilemezsen, sen hakikaten şiddetle mücadele eden biri olur musunBu pek çok açıdan kurcalanması gereken bir konu. Ve hatta şiddet faili erkek tanıdıksa, kadın sussun istiyorlar. Oysa şiddet dilde başlar. Hep deriz ya 'hiçbirimiz kurtulmuş kadın değiliz' diye, ben de böyle bir tecrübe yaşadım. Sözel şiddete maruz kaldığımda yanımdaki bazı kadınların ve erkeklerin sustuğuna ve suskunluklarıyla şiddeti onayladıklarına şahit oldum. O andan itibaren nazarımda o kişilerin şiddetle mücadele etmesi samimi değildir. Samimiyetli mücadele edenlerin
çoğalması dileğiyle."

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


SANATÇININ SANATI İLE YAŞAMI AYRI TUTULAMAZ

En son, oyuncu Farah Zeynep Abdullah, X'te Yılmaz Güney'i öven şair Murathan Mungan'a yanıt yazarak, Güney
için "Sinemamızın en iyi yürüyen ve kadın döven ve şiddet türleri açısından zengin ve etkili silah kullanan diyelim" eleştirisinde bulunmuştu. Abdullah, daha sonra piyanist Fazıl