Kadın çiftçi gözüyle Türkiye tarımdaküresel büyümeyinasıl başarır

Türkiye'de tarım sektörü, her ne kadar son 3 yılda 2 kez daralma yaşasa da Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,6, ikinci çeyreğinde ise yüzde 3,7 oranında büyüdü.

Ancak son 10 yılın verilerine bakınca tarımda büyüme oranı yüzde 23'te kaldı. Yani 2024 büyümesi sevindirse de bu büyümenin, hizmet ve inşaat sektörü ile karşılaştırıldığında, yanı sıra ülkemizin zengin coğrafyası, 4 mevsimi ve tarımdaki çeşitliliği de düşünülünce istikrarlı ve güçlü olduğunu söylemek pek mümkün değil. Peki ne yapmalı da tarım ekonomisinin önü açılmalı, çiftçi güçlendirilmeli Türkiye'de tarımda emeği olduğu kadar yatırımları ile adı da olan kadın çiftçilerden; Hümeyra Gökçen Keskin ile hem domates topladık hem de konuştuk.

SÖZLEŞMELİ TARIM MODELİ İLE ATIL TOPRAKLARDA ÜRETİM YAPMAK ŞART

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Antalya, Samsun, Uşak ve Burhaniye'de 3 bini kendi arazisi toplam da 23 bin dönümde sözleşmeli tarım yapan ve ceviz, fındık, meyve çeşitleri ile 300 dönümünde de seracılık faaliyetlerini sürdüren, aynı zamanda tarım başta diğer sektörlerde de kullanmak üzere teknoloji üreten bir şirketinin başında Hümeyra Gökçen Keskin. 6 yıl önce kurulan ve içinde bulunduğumuz 45 bin metrekarelik Türkiye'nin ilk cam serasında son teknoloji ile topraksız tarım yapılıyor örneğin. Hindistan cevizi kabuğunda salkım domates yetiştirilip, İngiltere, Hollanda, Almanya gibi Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Neden tarım soruma "Bu tutku çocukluğumdan beri var. Tabii babaannemin etkisi de büyük. Tam bir toprak kadınıydı. Bana da ondan geçti sanırım" yanıtını veriyor.

TARIM ARAZİLERİNİN 3'TE 1'İ EKİLİYOR

Peki Türkiye tarımda küresel anlamda nasıl oyuncu olur Diyor ki: "Anadolu toprakları çok verimli ve büyük bir potansiyele sahip ancak gelin görün ki çoğu, miras nedeniyle bölünmüş, âtıl durumda, kullanılmıyor. Türkiye'nin tarımda istediği atılımları yapamamasının en önemli nedenlerinden biri bu bana göre. Özellikle gençler her gün topraktan biraz daha uzaklaşıyor, tarıma ilgi duymuyor, bu işi ekonomik anlamda karlı görmüyor. Âtıl durumdaki toprakları işleyip, ekonomiye kazandırmalıyız ki değişim başlasın. O zaman belki tersine göç bile mümkün olur. Şu anda tarım arazilerinin sadece 3'te 1'i ekilip, biçiliyor. Geri kalan üçte ikiyi de birleşip ekmek gerek. Yani ölçek ekonomisinin gücü uygulanmalı. Agrotech olarak bunu yapıyoruz. Çiftçi bir araya geliyor, arazilerini birleştiriyor. Biz de ilaç, gübre gibi desteklerle 'Üret!' diyoruz. Ürettiğini de tarlada bırakmıyoruz, alım garantisi veriyoruz, aldığımız ürünlerin de bir kısmını iç, bir kısmını da dış pazara veriyoruz."

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

PLANLI ÜRETİM ŞART

"İkincisi ise planlı üretim. Bir ürüne yüklenmek sadece Türkiye'de var. Satabiliyorsanız bir sorun yok ama işte öyle olmuyor. Ağustos ayında Mersinli çiftçiler geldi. Bütün limonları bu sene ağaçta kalmış. 'Toplamadık bile' dediler. Öte yandan büyükşehirlerde marketlerde elli liradan limon alıyoruz. Birçok tarım ürününde oldu bu. Bunun bir sebebi plansız üretim, diğeri de ekonomik koşullar. Demem şu ki ürün çeşitliği ve iyi bir planlama, sözleşmeli tarım yaptığınız alanların fazlalığı, ölçek yaratabilmek... Ancak tüm bunları başardığınız zaman tarımda küresel anlamda iyi bir oyuncu olabilirsiniz. Mesela deprem bölgesine özellikle yatırım yapmak istiyoruz. Bu seneki sözleşmeli tarımın önemli bir kısmı orada olacak. Biber üreteceğiz.