İstanbul yine sallandı: Artçı mı yoksa yeni deprem mi

23 Nisan'da yaşadığımız 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, neredeyse hepimiz, "Acaba hocalardan hangisi haklı çıkacak

İstanbul'da daha büyük bir deprem olacak mı" endişesi ile yüreğimiz ağzımızda bekliyoruz. Fakat bu sırada deprem gerçeği de bize kendini hatırlatmaya devam ediyor.

Dün sabah 11:36'da Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, merkez üssü Silivri açıkları, derinliği 14.7 km olarak belirlenen 4.0 büyüklüğünde bir deprem oldu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ise depremin büyüklüğünü 3.7, merkez üssünü Tekirdağ-Marmara Ereğlisi ve derinliğini 18 km olarak açıkladı. Şimdi sorum şu; bu bir artçı mı Kandilli ve AFAD arasındaki rakamlar neden farklı İş dünyasının kalbi denilecek bir bölgede, Maslak ve Gaziosmanpaşa'da yaşanan yol çökmesi ile Bahçelievler'de yaşanan balkon çökmesinin depremle ilişkisi var mı

Haberin Devamı

SİYASETLE ALAKASI YOK AFAD VE KANDİLLİ'NİN ÖLÇÜMLERİ FARKLI

Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) de depremin 3.9 büyüklüğünde, Silivri açıklarında yaşandığını duyurdu. Farklı kurumların farklı veriler açıklaması haliyle akla, "depremlerin büyüklüğü gizleniyor mu" minvalinde sorular getirdi. Özellikle de sosyal medyada.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir'i aradım. Bu durumun kurumların algoritması, sismometre verilerinin farklı olmasından kaynaklandığını, dünyadaki birçok merkezin deprem olduktan sonra ilk verileri farklı açıklayabildiği ancak derin bir analiz sonrası rakamların birbirine yaklaştığını söylüyor ve diyor ki: "Mesela gelen ham verinin işlendiği formüller var ve o formüllerde kullanılan rakamlar da her merkezde farklı olabiliyor. Marmara'daki kabuk kalınlığını biri 38 km, diğeri 30 km alabiliyor. E, haliyle, sonuçlar da farklı çıkıyor. Büyüklük hesaplaması yaparken, kullanılan tek bir yöntem yok. Ve genellikle ilk çözümlemeler otomatik, insan eli değmeden yapılır. İnsan devreye girip, verilerin doğruluğu netleştirildiğinde yani birkaç gün sonra tüm kurumların benzer sonuçlarda birleştiğini görürüz. Bu durum tamamen bilimseldir. İnsanlar bilmediği için bunun siyasetle alakası olduğunu düşünebilir. Ancak alakası yok! Kimse bir şey saklamıyor, başka şeylere çekilmemeli bu durum."

Haberin Devamı

AFAD MWKANDİLLİ ML KULLANIYOR

5 yıl önce, 30 Ekim İzmir depremi sonrasında, AFAD ve Kandilli Rasathanesi arasında benzer bir farklılık yaşanmıştı. O dönem AFAD, depremin büyüklük göstergesi olarak moment büyüklüğünü (Mw) baz aldıklarını açıkladı. Öte taraftan Kandilli, Richter ölçeği olarak da bilinen yerel büyüklüğü (ML) gösteren veriyi kullanıyor.


BUNLAR ARTÇI KORKMAYA GEREK YOK AMA TEHLİKE DE GEÇMEDİ

Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Pampal da sismik kayıt istasyonlarının depremin merkezine uzaklığı, sismik kayıt ağlarının yaygınlığı ve kullanılan bilgisayar programlarının farklılığına göre bile farklar doğurabildiğine dikkat çekerek, "Deprem olunca, depremin merkezine yakın en az üç noktadan sismik kayıt almak gerek. Deprem dalgasının çizdiği zikzakların genliği ölçülüp, tabanına göre logaritma çıkarılır. Teoride olan bu. Uzak istasyonlar genelde daha net sonuçlara ulaşır, yakın istasyonlarda parazitler, sapmalar yaşanabilir. Ama genel çerçevede 'biri doğru, diğeri yanlış' demek doğru değildir. Değerler, birkaç gün sonra, incelenince birbirine yaklaşır. Bu, dünyada da böyledir. Ancak yine de AFAD ve Kandilli arasındaki farkı; '3.7 ve 4 büyüklüğünde' dediler, çok buldum. Böyle bir fark büyük depremler özelinde sıkıntı yaratabilir" yorumunu yapıyor.

Haberin Devamı

FARKLAR MÜDAHALEYİ GECİKTİREBİLİR

Nasıl bir sıkıntı Yanıtı şu: "Küçük depremler için önem arz etmese de büyük depremlerde kurumlar arası yaşanacak majör sapmalar acil müdahaleye geç kalınması gibi bir sorun yaratabilir."