1990'lar...
Şimdilerde Euro ile girilen Alaçatı'daki 'beach'lerden birinde bir bayram sabahı... Kardeşimle yapmaktan en mutlu olduğumuz şeyi yapıyoruz; dubalara kadar yarışmak. Elbette abla olmanın avantajı ile kazanıyorum ama ne zaman dubalara varsak muhabbet hep aynı: "Karşıya (Sakız Adası) yüzeriz aslında." Ne mümkün! Botla bile zor. Nice insan kıyıya vurdu o sularda. Ama bazıları için "zor" yok! Nyad mesela. 2013'te 64 yaşında Küba'dan Florida'ya 53 saatte yüzerek tarihe geçti. "Asla ama asla vazgeçme" onun mottosu. Türkiye'den ise Nesrin Olgun var mesela. 1979 yılında Manş Denizini 15 saat 47 dakika ile yüzerek geçen ilk kadın oldu. Son yıllarda adından sıkça söz ettiren biri daha var: Bengisu Avcı. Manş'ı en hızlı geçen yüzücü olmakla kalmadı, Catalina, Cebelitarık ve Cook Boğazı'nı da geçen ilk ve tek Türk sporcu oldu. Geçen ay Hawaii'deki Molokai Kanalı geçişi ise denizanası temasları nedeniyle yarım kaldı. Ama pes etmiş değil. İşte bu onun hikâyesi!..
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı7 AÇIK SU KANALINI YÜZEN İLK VE TEK TÜRK KADIN OLMAK İSTİYORUM
İstanbul Suadiye'de öğrencileri ile non-stop yaptığı 6 saatlik yüzme antrenmanı öncesi yakalıyorum onu. "İki İzmirlinin konuşacak çok şeyi var" diyerek oturuyoruz masaya. İzmir, özellikle Çeşme ve Urla aşırı popüler ve bir o kadar da pahalanınca zaten sponsor bulmakta bin bir sıkıntı çeken Avcı, artık Çanakkaleli: "Yanlış anlaşılmasın çok seviyorum Çanakkale'yi. Daha sakin, doğa ile iç içe, daha makul ve ekonomik açıdan rahat bir hayat. Türkiye'de ultra maraton yüzen kaç kadın var ki Elbette futbol, voleybol, basketbol hatta yüzme ile bile kıyaslanamayacak kadar yeni ve bilinmeyen bir dal. Dolayısıyla sponsor ve destekçi bulmak çok zor. Bu sebeple birçok masrafı kendim karşılıyordum ve hayallerimi gerçekleştirmek için daha minimal bir yaşam sürüyorum. Kafeye gitmek, akşam çıkmak gibi şeyler benim gibi, hayali olan genç bir kadın için, ayda yılda bir yapılabilir bir şey. Bu yıl ilk defa uzun süreli bir sponsorum oldu; Sidrex. 'Okyanus 7'lisi'nin beşinci etabı, Molokai'de 12 saat aralıksız kulaç attıktan sonra, bitime sadece 3-4 saat kala denizanası teması sonucu parkuru bırakmak zorunda kalmama rağmen benden vazgeçmediler."
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıBU DA BİZİM NYAD
-O zaman sondan başlayalım. Hawaii'deki etapta ne oldu Sen denizanası deyince aklıma hemen Nyad'ın filme de konu olan hikâyesi geldi.
"Ultra maraton yüzdüğümü kime söylesem hemen Nyad diyor zaten. Küba'dan Florida'ya yüzmek de Nyad'ın en büyük hayali. Ancak bir ultra maraton yüzücüsünü o sularda bekleyen tek tehlike köpekbalıkları değil. Bir kere saatlerce tuzlu suda kalmak fiziki olarak yıpratıcı; dudaklar ve dil şişer, boğaz kitlenir, nefes almak zorlaşır, mideniz bulanır. En önemlisi de donma tehlikesi. Bir noktadan sonra soğuğu hissetmezsiniz. Konuşma yok! Uyku yok! Birine dokunmak yok! Sıvı besleniyorsunuz. Önemli olan vücudu değil kafayı canlı tutabilmek. Diğer sporlar gibi genç bir bedenden çok sağlam bir irade ister uzun mesafe yüzmek. Ekstrem bir spor yani."
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıMANŞ DENİZİ'NDE DONMA TEHLİKESİ GEÇİRDİ
-Çok pardon ama derdin ne İnan anlamadım. Ölümüne kulaç atmak bu...
(Gülüyor) "Vallahi saatlerce kulaç attıktan sonra aynı soruyu ben de soruyorum kendime. Hayır yani günün sonunda milyonlarca lira kazansak falan... 'Para kazanıyorum' dersin de... Bizimki de böyle bir delilik hali. Şaka bir yana ben bu sporda kendimi buldum. Kendini keşfetme ve sınırlarını aşma duygusu... Bu, her branşta yaşayabileceğiniz bir haz değil. Tüm korkularını biliyor ve onların üstüne üstüne yüzüyorsun. Ve başarmak var ya... Türk bayrağını dalgalandırmak... Of! Ne mutlu bana! Nyad mesela 30'unda jübile yaptıktan sonra 60 yaşında Küba-Florida arasını yüzme hayali ile döndü suya. Ancak ilk denemesinde hipotermiye girdi. Donma tehlikesi geçirdi."
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı