Hatay'da bir baba... Henüz reşit olmayan kızını, sosyal medyada canlı yayında dans ettirip, hiç tanımadığı; pedofili, sapkın, tacizci, arsız, hırsız olup olmadığını bilmediği, binlerce insanların önüne atıyor ve "hediye" adı altında da onlardan para topluyor. O an dans eden çocukla ilgili iğrenç mesajlar yansıyor ekrana, bir yandan da aklı selim olanlar babayı bu rezaleti durdurması için iknaya çalışıyor. Ancak baba durmuyor... Yaptığının "normal" olduğunu savunarak küfürler yağdırıyor. Neyse ki görüntüler üzerine harekete geçen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çocuğu devlet korumasına, polis ise baba müsveddesini gözaltına alıyor. Fakat biliyoruz ki bu ve benzeri içerikler ne ilkti ne de son olacak! Peki ne yapacağız Tek çare TikTok'u kapatmak mı Yoksa altında daha derin toplumsal sorunlar mı var
TÜRKİYE'DE SOSYAL MEDYA KULLANIMI DÜNYA ORTALAMASININ ÜZERİNDE
1. Türkiye'de aktif 303 milyon sosyal medya hesabı var.
2. 16-74 yaş grubundaki kişilerin internet kullanımı, geçen yıla göre 2.1 puanlık bir artışla, bu yıl yüzde 90.9'a ulaşmış durumda.
3.En çok kullanılan sosyal medya uygulamaları; yüzde 72.9 ile YouTube, yüzde 68.1 Instagram, yüzde 49.6 ile Facebook, yüzde 24.3 ile TikTok, yüzde 21.7 ile X.
4. 2024 yılında dünya genelinde en fazla zaman geçirilen uygulama 34 saat 15 dakikayla TikTok, bu süre Türkiye'de ise 30 saat 39 dakika.
5. Sosyal medyada geçirilen ortalama süre dünyada 2 saat 19, Türkiye'de ise 2 saat 37 dakika.
SORUNUN ASIL KAYNAĞI YOKSULLUK VE YASAL BOŞLUKLAR
Bir babanın küçük kızını canlı yayında oynatıp, üstüne bir de bunu "normal" diyerek savunmasını, "Toplumsal değerlerdeki erozyonunun çarpıcı bir örneği" olarak yorumluyor Sosyolog, Prof. Dr. Barış Erdoğan ve diyor ki: "Çünkü bu 'normal' sadece bir adamın cüreti değil, bir kitlenin, toplumun değerlerinden kopuşunun, norm erozyonunun bir ifadesi. Doğru, bireysel ahlaksızlar artıyor. Ama asıl mesele daha derin. Yoksulluk, ataerkil kontrol, algoritmik ödüllendirme ve yasalardaki boşluklar birleştiğinde, çocuk ailelerinin ya da başkalarının para, güç ya da görünürlük uğruna tükettiği bir 'içerik' haline geliyor."
HER İZLENME DÜZENİ BESLİYOR
"Aşırı fakirlik kadar aşırı zenginlik de aynı sonucu doğuruyor. Toplumun ahlak terazisini bozuyor. Yoksulluk içindeki aile, 'kolay para' umuduyla çocuğunu 'sahne'ye sürerken, şatafatın sarhoşluğuna kapılan zengin ise kendi sınır tanımazlığını, 'yaşam tarzı' diye dayatıyor. Her iki uç da bizleri ortak değerlerimizden uzaklaştırıyor. Ortada kalan geniş kitle yani bizlerse izliyoruz. Ve her izlenme de bu düzeni besliyor. Unutulmamalı ki bir içerik, ancak alıcısı varsa yaşar. Kimileri merakla kimileri tepki için kimileri gizli bir hazla bağlanıyor o yayına. Fakat algoritma niyeti değil sayıyı görüyor. Ve maalesef sayılar da bu çarpıklığı ödüllendiriyor. Baba gözaltında. Çocuk devlet korumasında. Bu, doğru bir adım. Ama bu tekil olayın ötesine geçemezsek yarın başka bir evde, başka bir çocukla aynı tabloyu görmeyeceğimizin garantisi yok."
Haberin DevamıBUNUN ADI ÇOCUK İSTİSMARIDIR
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi, avukat Süreyya Kardelen Yarlı, babanın kızını sosyal medyada oynatıp, para toplamasının hukuken çocuk istismarı olduğunu söylüyor: "Çocuk istismarı deyince illa bir cinsel taciz/istismar olması gerekmiyor. Babanın reşit olmayan kızını (ki kızın kendi rızası olması sonucu değiştirmez) çocuk için oluşabilecek tehlikeleri hesaplamadan bu şekilde ortaya atması, bunun üzerinden para kazanması, insanlar eleştirdiği ve yaptığının yanlış olduğunu söylediklerinde küfürle karşılık vermesi, bunun 'normal' olduğunu savunması, ebeveynlik sorumluluğunda olmadığı ve çocuğu psikolojik olarak istismar ettiğini göstermektedir.