Adana'da, yeni doğan bebeğine aşı yaptırmayan ve topuk kanı aldırmak istemeyen Çakmak ailesinin 2.5 aylık bebeklerine mahkeme kararıyla kayyum atandı.
Baba Murat Çakmak karara "Çocuğum belediye mi ki kayyum atandı" diyerek itiraz etti. NTV'den Melike Şahin'in haberi de çok konuşuldu.
Ankara'da ailesinin, yeni doğan bebeklerde kanamayı önleyen K vitamini yapılmasına izin vermediği 2 aylık bebek, yoğun bakımda hayat mücadelesi veriyor. Şimdi sorum şu; bu bebeklere bir şey olursa bu ihmallerden kim sorumlu
DEVLET, ÇOCUĞU AİLESİNE KARŞIKORUMAK İLE DE YÜKÜMLÜDÜR
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi, avukat Süreyya Kardelen Yarlı, kayyumun sadece belediye, kurumlar ya da özel şirketlere atanacak bir tedbir olmadığı ve bebeğe, çocuğa hatta yetişkine de atanabileceğini söylüyor: "Bu, usulsüz bir tedbir olmadığı gibi velayetin kaldırılması, vasi tayini, soy bağı kurulmasına ilişkin davalarda da çocuklara kayyum atanması örnekleri vardır ve Türk Medeni Kanunu, 4262. maddesine dayanmaktadır: 'Yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa vesayet makamı (Sulh Hukuk Mahkemesi) çocuğa kayyum atayabilir." Benzeri geçen sene Kars'ta yaşanmış, ailenin açtığı dava, 'çocuğun üstün yararı gözetilerek' istinaftan dönmüştü. Bu örnekte de çocuğun bedensel bütünlüğünün iyi olması hakkı ile ailesinin inanışının çatıştığını görmekteyiz. Medeni Kanun, taraf olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesi ve düzenlemeler gereği, bu çocuğa kayyum atanması yapılması gereken en doğru hamledir. Devlet, 'Eğer çocuğa bu testleri ya da aşıları yaptırmazsan ileride hasta olabilir. Dolayısıyla senin çocuğunu sana karşı da korumak zorundayım. Hasta olmasa dahi başka bir insanı hasta edebilir' yaklaşımı ile hem çocuğu hem de toplum sağlığını korumaktadır. Özellikle söylemeliyim, ebeveyni olmak çocuk üzerinde 'sınırsız' hakkınız olduğu anlamına gelmez."
Haberin DevamıHaberin DevamıAŞI VE TESTLER İÇİN 'ZORUNLU' YASASI ÇIKARILMALI
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı, Prof. Dr. Mehmet Vural da "Bebek, ailenin olabilir ancak ailenin, onlar üzerinde sınırsız hakları yoktur ve çocuk ya da toplum sağlığını riske sokacak kararlar vermesi yasalarımız tarafından engellenmektedir" diyerek, zaman zaman benzer durumlarla karşılaştıklarını ve yargıdan destek almak zorunda kaldıklarını söylüyor. Ekliyor: "Topuk kanı taramasında Fenilketonüri, konjenital hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, kistik fibrozis gibi tedavisi mümkün hastalıkların taraması yapılır. Tarama yapılmazsa bu çocuklarda ileride nörolojik bozukluk, kalıcı zekâ ve gelişim geriliği ortaya çıkabilir. K vitamini uygulaması da aynı şekilde. Ki bu, aşı bile değildir ve K vitamini eksikliğinde en önemli risk, beyin kanamalarıdır. Avrupa ülkelerinde, mesela Fransa'da, ailelerin aşı, yenidoğan tarama ve testlerini yaptırmamak gibi bir hakkı yoktur ve aksi halde hapis cezası vardır.