14 Şubat Sevgililer Günü'nde kült soruya cevap aradık: Gerçek sevgi neydi

Yılın o zamanı geldi! Bugün Sevgililer Günü. Elinde çiçekler, kocaman hediye paketleri ile dolananlar, vitrinde yüzde 50 indirimler Gören de sevgiye boğulmuşuz sanır. Ama unutmayalım ki Türk Dil Kurumu'nun (TDK) oylamasında "kalabalık yalnızlık" 2024'ün kelimesi oldu. Kulağa romantik gelse de daha yalnızlaştığımız ve mutsuz olduğumuz bir dünyayı işaret ediyor aslında bu. Hız kesmeyen kadın cinayetleri, 18 yaş altındaki gençlerde artan suç oranları, trafikte her gün yaşanan kavgalar, öfke patlamaları Sevgisizlik bir illet gibi yayıldıkça yayılıyor. 'Biri bizi sınırsızca sevsin' istiyoruz ama aynı sevgiyi başkalarına vermekten imtina ediyoruz. Öyle ki sosyal medyaya attığımız en masum postun altına bile nefret kusan çok! Peki o halde soralım: Gerçek sevgi neydi

SEVGİ BÜYÜK EMEKTİ

Senaryosunu Ali Özgentürk'ün yazdığı, başrollerini Kadir İnanır, Türkan Şoray ve Ahmet Mekin'in paylaştığı ve bir dönemin hafızasına adeta mıhlanan "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin sonunda şunu soruyordu Asya karakteri seyirciye

Sevgi neydi

Sonra dönüp, şu cevabı veriyordu.

Sevgi sahip çıkan, dost, sıcak insan eli.

Sevgi iyilikti...

Sevgi emekti...

Peki bu satırları yazan senarist ve yönetmen Ali Özgentürk hala aynı yerde mi Diyor ki: "Ben, senaryoyu yazarken eski eşim Işıl Türkben çalışıyor, evin giderlerini karşılıyordu. Ben de yeni doğan çocuğumuz Dünya'ya bakıyordum. 'Sevgi emekti' işte o çocuğa bakmanın yarattığı bir deyimdi benim için. Bugün, bu yeni dünyada sevgi tanımı farklılaşsa da hâlâ çok büyük bir emek gerektiğine inanmaktayım. Sadece aşk değil arkadaşlık, dostluk ilişkilerinde de öyle. Hem kalbin hem de beynin ışığı ile oluşur sevgi ve yeni bir dil oluşturur. Emek kadar şefkatle de beslenir. Sevgiyi, bu değerlerle yüceltmek gerekir. Çünkü sevgi, iki insanı birbirine yeniden doğurabilir."

Haberin Devamı


ÖNCE KENDİ PUSULANIZISEVGİYE ÇEVİRİN

Sosyal Psikolog, Dr. Ozanser Uğurlu sadece ikili ilişkilerde değil toplumda genel anlamda ayrışmadan beslenen bir 'sevgisizlik' dili hâkim olduğuna katılıyor: "Sadece siyaseten değil artık her konuda ikiye bölünüyoruz. Sürekli bir çatışma halindeyiz. Bunda hali hazırdaki politikalar, söylemler, ekonomik koşulların ağırlığının ve insan yaşamının yüzlerce yıl önceye göre; şehirleşme, internet ve de sosyal medyanın da eliyle, daha karmaşık hale gelmesinin elbette payı çok büyük. Bu çatışma bir noktada şüphesiz büyük yorgunluk yaratıyor. İnsanlar artık daha yorgun, daha tahammülsüz, daha sevgisiz, daha kendine odaklı bu nedenle. Taşmakta olan bardak gibi. Kaygılar ve mücadele katman katman üst üste bindiğinde iyi ve güzele pek yer kalmıyor" yorumunu yapıyor.

Haberin Devamı

İYİ HİSSETMEYİ SEÇ

Peki iyi, güzele, sonsuz bir sevgiye nasıl yer açabiliriz "İyi ve mutlu hissetmeyi seçerek" diyor, Dr. Uğurlu, şöyle devam ediyor: "Daha bu sabah, asansörde karşılaştığım komşuma 'günaydın' dedim. Cevap bile vermedi, arkasını döndü. Öfkelendim aslında, 'ne kadar kötü' dedim kendime. Sonra biraz sakinleşince, benden şüphelenmiş olabileceğini düşündüm. Belki ona bir şey yapacağımdan korktu, belki selamımı alırsa bir şey isteyebileceğimden, başına bir şey gelme ihtimalinden çekindi. Sonuçta beni tanımıyor. Elbette bu doğru. Ancak şartlar ne olursa olsun sürekli, 'ya başıma bir şey gelirse', 'kötülük her yerde' gibi negatif duygulara odaklanmak başka negatif duyguları da doğuruyor. Bu, sürekli tetikte olma hali sevgiyi, aşkı kaybettiğimiz yer aslında. Polivagal Teori'yi duydun mu Sinir sistemimizde bulunan birden çok Vagus sinirinin kişilerin duygu düzenleme, sosyal bağlantı, korkuya verdiği tepkileri araştırır. Buna göre sinir sistemimiz ancak sosyalleştiğimiz ve pozitife odaklandığında iyileşmektedir.