Yazıma aşağıdaki bir alıntıyla başlamak istiyorum. Ne yazık ki bir çoğumuzun özlemle yaşamak isteyip te yaşayamadığı duygularla...
Kız çocukları ve babaları arasında kimsenin anlayamayacağı özel bir bağ vardır. İkisinin arasındaki ilişki herkesten daha farklıdır ve bunu onların dışında anneler dahil kimse anlayamaz. Kendi ayaklarınız üzerinde durmaya başladıktan sonra belki de en ateşli tartışmaları onunla yaşarsınız. Ama ikinizde bilirsiniz ki bunların hepsinin sebebi, babanızın sadece sizi korumak istemesidir.
Haberin DevamıBelki de şu satırlar bunun en iyi özetidir;
Baba ne kadar sağlamsa kızı o kadar dik durur,
Baba ne kadar gülerse kızı o kadar hayat saçar,
Baba ne kadar hayattaysa kızı o kadar yaşar.
Bazılarımıza bu duygular maalesef çok uzak. Ilık bir İstanbul öğleden sonrası. Uzun yürüyüşlerin dinlenme molalarının biri. Bebek parkında bir kanepe ve genç bir kız ve ben. Belki de ikimiz aynı anda aynı şeyi düşünüyoruz ve birbirimize gülümsüyoruz. Karşımızda bir baba, kız sevgiyle birbirlerine sarılmışlar ve ikimizde hüzünle izliyoruz.
Genç kız sessizliği bozuyor. Hüzünlü bir sesle ''Benim hiç babam olmadı. Sadece adı vardı. Annemin anlattıklarıyla şekilleniyor gözlerimde. Hayal meyal derler ya. Yine de tam anımsayamıyorum.
Gözlerim doldu. Ne çok şey anlatmak istedim onun küçücük dünyasının içinde dolaşmak ve aramızdaki yıllara rağmen bazı duyguların ve yaşanmışlıkların benzerliklerinin hep aynı olabileceğini.
Bazen olmayınca olmuyor işte. Kader ve nasip denen şeyin önüne geçilmiyor. Annemin ilk evliliğinin bana göre hayal kırıklığı ile sonuçlanmasında kimsenin suçu yoktu. Hele bir kız çocuğunun hiç...
Beş altı yaşlarımı anımsıyorum. Çocuk yaşımızın ve psikologların en çok önem verdiği dönemleri. Hiç görmediğim bir baba. Sadece ara sıra adı geçiyor. Öfkeli bir şekilde kurulan cümlelerin arkasındaki soruları soramıyorsun. Korkuyorsun. Seni hayata bağlayan tek enerji anne ve onun da nefret ettiği ve senin deliler gibi merak ettiğin bir kişi BABA... İçinde tadamadığın bir sevgi ve özlem var. Ama yasaklı. Konuşulması büyük bir hata. Yanlışlıkla "Anne babam nasıldı" cümlesinin getirdiği haftalar boyu öfkeleri. "Baban gibi bakma, baban gibi yürüme. Babası kılıklı ne olacak." cümlesinin altında; küçük bir kız çocuğuna yüklenen ağırlıklar.
Haberin Devamı
6