Geçtiğimiz yazıda bu ifadeyi kullanmanın üzerinden 13 saat bile geçmedi ki o 'cisim'in yaklaştığının önemli emarelerinden biri gerçekleşti: İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Doğu Azerbaycan Eyalet Valisi Malik Rahmeti ve Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Ali Haşim, helikopter kazası geçirdi ve 13 saatten fazla bulunamadıktan sonra Akıncı enkaza ulaştı. Ne ilginçtir ki, Rusya'nın İran limanları üzerinden NATO kontrolündeki Avrupa su yollarını 'by-pass' ederek yılda 30 milyon ton kargo ihraç etmeyi planladığını ilan ettikten sonra bu üst düzey İran heyetinin Azerbaycan'daki 'baraj' açılışının dönüşünde bu kaza gerçekleşti; demek ki etkileri açısından öyle böyle bir 'baraj' açılışı değilmiş. Yakın zamana kadar İran ile Azerbaycan arasında II. Dağlık Karabağ Savaşı başta olmak üzere pek çok bölgesel meselede gerginlik süregelirken bu ziyaret zaten ilginçti; hemen ardından meydana gelen kaza, durumu daha da ilginçleştirdi doğrusu. Hatırlatalım; öncesinde de Rusya, Barış Gücü'nün Karabağ'dan çıktığını duyurmuştu. Yani dengeler değişiyordu.

Dengeler sadece bu bölgede değişmiyor dedirten başka bir gelişme de Pasifik'te gerçekleşiyordu. Çin, bir yandan Dışişleri Bakanlığı tarafından "Tayvan bağımsızlık güçlerinin kafaları kırılacak ve kanları akacak" şeklinde 'zehir zemberek' açıklamalar yaparken diğer yandan da Tayvan lideri Lai Ching-te'nin göreve başlamasının ardından Çin Halk Kurtuluş Ordusu tarafından savaş gemileri ve uçaklarla denizden ve havadan gerçeğinin bir 'provası' niteliğindeki Tayvan'ı kuşattığı "Joint Sword-2024A" isimli tatbikat ile gözlerin İran'dan Asya Pasifik'e yönelmesine sebep oluyordu.